YazıYorum (Mete Kozdağ)
1891 yılında başlayan 4 işlem; toplama-çıkarma-bölme-çarpma, günümüzde de devam ediyor.
Osmanlı döneminde 1891 yılında Merkezi İstatistik Encümeni (MİE) kuruldu.
Cumhuriyet dönemine gelindiğinde de 25 Nisan 1926 tarihli ve 3517 sayılı Merkezi İstatistik Dairesi Hakkındaki Talimatnamenin Meriyetine Vaz'ına Dair Kararname ile Merkezi İstatistik Dairesi (MİD) hayata geçti.
1930 yılında, istatistik dairesinin tüm görevleri yeniden düzenlenerek, İstatistik Umum Müdürlüğü (İUM) kuruldu.
1962 yılında Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) adını alan kurum 18 Kasım 2005 tarihinden itibaren (TÜİK) Türkiye İstatistik Kurumu olarak tanınıyor.
İstatistik; doğru bir şekilde veri toplayıp bu verileri, bilgiye dönüştürme bilimi olup verilerden öğrenebilmeyi ve gözlemleri de bilgiye dönüştürmeyi sağlar.
Sayıların dilini doğru okumak, toplama-çıkarma-bölme-çarpma yapmaya yani 4 işleme anlam kazandırıp sonuç çıkartmak ve istatistiklere dökmek çok önemli.
İstatistik, sayısal verileri inceleyen bilim olduğuna göre istatistik bilgisi de en azından çevremizde olup bitenleri anlama, bunları başkalarına anlatmada ve onlarla iletişim kurup etkileşimde bulunmaya yardımcı olur.
İstatistik bilgisinin hatalı ve yanlış kullanıldığına dair epeyce geniş bir algı bulunmaktadır. Bu yetmezmiş gibi, çok kere yapılan hataların ve yanlış kullanılmanın bilinçli ve kasıtlı yapıldığı hissi doğmaktadır.
Hatalı analiz sonucu alınan karar ve istatistiksel sonuçlarının, sunan kişiye yarar sağlayabilmesi imkanı olduğu da bilinmektedir.
19. yüzyıl İngiliz başbakanı olan Benjamin Disraeli'ye atıf edilen "üç türlü yalan bulunmaktadır ... yalanlar, lanetli yalanlar ve istatistikler" cümlesi, neredeyse atasözü gibi kullanılmaktadır.
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.