Öncelikle ‘Yargı' camiası kusura bakmasın, bunu biz değil, anlı! şanlı! Anayasa Profesörü uzun yıllar AKP milletvekilliği yapan, şimdi de ‘Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikalar Kurulu' üyesi Burhan Kuzu diyor.
Bir dönem ‘Başkanlık' sisteminin öncüsü, yılmaz savunucusu olarak kamuoyunda sıkça gündem olan Burhan Kuzu son günlerde İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti'nin tahliye edilmesi olayında ‘nüfuz ticareti' suçlamasıyla hakkında açılan davaya ilişkin söyledikleriyle kamuoyunun gündeminde.
Kuzu ‘'Adam ‘ben baron değilim diyor ben baronsam Türk yargısı beni niye içeri atmıyor' beyanını doğru kabul ederek, hakimi aradığını kabul ediyor. ‘Hakimi aramak suç olmaktan 2014'te çıkarılmıştı. Türkiye siyasetinde yargıyı arayan ne ilk ne de son benim. Binlerce arayan var. Bunlar gayet doğal olan şeyler. Yargıyı ben aradım hadi bunu yap, yapma mı dedim, konuşma önemli. Benim nüfuz olarak aradığım zaman bulunduğum konum talimat vermeye müsait değildi'' diyor.
Burhan Kuzu aradığını kabul ediyor ama ‘hadi bunu yap' demedim diyor. Hal hatır sormak için aramadığına göre ‘bu kişi için' neden aradın. Dava açılmadan hakimi aramak suç olmaktan çıkarılmıştı; diyelim ki suç olmaktan çıkarmıştınız, iktidar partisinin kendi deyiminizle önemli bir siyasi kimliğinin uyuşturucu baronu olduğu iddia edilen ‘birisi için' hakimi araması doğru mu, ahlaki mi, etik mi; hangisi!.
Yine diyor ki, aradığımda bulunduğum konum talimat vermeye müsait değildi. AKP milletvekilisiniz, yeni sistemin mimarı ve şimdi de cumhurbaşkanına yakın, kurul üyesisiniz; daha ne olacaksınız (ha çok istemenize rağmen bir türlü bakan olamadınız!).
Bulunduğu,
Hukuk Politikalar Kurulu MADDE 27 (1) Hukuk Politikalar Kurulunun görev ve yetkileri 6 madde olarak sıralamış.
b) maddesinde; Yargı sisteminin adil, hızlı ve etkin şekilde işlemesi için politika önerileri oluşturmak,
ç) maddesinde; Haklar ve hak ihlalleri ile ilgili araştırmalarda bulunmak ve ihlallerin önlenmesine yönelik çözüm yolları aramak ve önerilerde bulunmak.
Burhan Kuzu'ya soralım sizin uyuşturucu baronu olmakla suçlanan ‘birisi için' aramanız bu görev tanımı maddelerinin hangisinin kapsamı alanına girmektedir. Sizin aramanızdan herhangi bir yargı mensubunun etkilenmediğini düşünmek mümkün olabilir mi. Etkilemek istemiyor olsanız niye arayasınız ki!
Burhan Kuzu uzun süre bu kişiyi asla tanımadığını, hiç tanışmadığını, sonra az biraz tanıdığını; herkesin kendini tanıyabileceğini, herkesle fotoğrafı olabileceğini söyledi. Derken bir bakıldı ki; öyle sıradan bir tanışma değil, senli benli, lüks restoranlarda özel yemekler yiyecek kadar bir samimiyet! Herkesi tanırsınız da; herkesle özel ilişki içine girmez özel restoranlara, özel yemeklere gitmezsiniz.
Mesela birçok kimse Fethullah Gülen'i tanır, inanır, peşinden gider ama sizin gibi az sayıda kişi Pensilvanya'da özel masasında onunla baş başa yemek yer. Tabi masasında özel yemek yiyenler hariç herkes FETÖ'cülükle suçlanır, o başka.
İranlı Zindaşti iddiaları kamuoyunda gündem olunca Burhan Kuzu'nun ilişkilerinin bununla sınırlı olmadığı ‘'Hanım ağa' olarak tanınan çeşitli suçlardan 22 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan, AKP milletvekili aday adayı Güniz Akkuş'u da makamında ağırladığı, makam aracını tahsis ettiği anlaşıldı.
TUZ KOKMUŞ TUZ
Neresinden bakarsanız bakın tuz kokmuş! İktidar partisinin kendi ifadesine göre en önemli siyasetçisi yargıyı aradığını çekinmeden açıklıyor. Ve diyor ki; sadece ben mi aradım, herkes arıyor, aramayan mı var. Ama hiçbir iktidar yetkilisinden bu açıklamalara bir cevap gelmiyor. Kimse öyle şey mi olur, iktidar sahiplerinden yargıyı arayan yok veya arayanlar yanlış yapmıştır benzeri bir ses çıkmıyor.
Eğer Burhan Kuzu'nun dediği gibi önüne gelen herkes yargıyı arıyor, aramayan yok ise vay ‘O' yargının haline. O zaman yargı, kararlarını hukuk ölçülerine, hukuki esaslara göre değil, arayan siyasi kimliklerin ağırlıklarına göre karar veriyor.
Günlerdir tartışılıyor bir iktidar yetkilisi de çıksın desin ki; Burhan Kuzu'nun yaptığı yanlıştır, yargı üzerinde siyasi tavassut yoktur, öyle şey mi olur.
Hiçbir iktidar yetkilisinden bir ses çıkmıyor, olanlar olağan kabul ediliyorsa demek ki Burhan Kuzu'nun sadece ben değilim binlerce arayan var dediğine göre; vay yargının haline!
Son araştırmalarda yargıya olan güven hızla azalıyorsa; yargının siyasallaştığı iddiaları boşuna değil. Ve böylece yargının tarafsızlık iddiaları iktidar eliyle çökertilmiş oluyor!
