YazıYorum (Mete Kozdağ)        

      Arı, zar kanatlılar takımına ait Apoidea familyasını oluşturan tüm böcek türlerine verilen isimdir.

      Arılar, çiçeklere polenleri dağıtarak bitkilerin, ağaçların meyve vermesine, tohumlarını dağıtmasına olanak sağlarlar.

      Arıların, hayattaki bu önemli görevi ise bizim için hayati olan oksijen döngüsünü devam ettirir. Kısaca söylemek gerekirse, dünyadaki yaşamın büyük bir kısmı arıların görevlerini yapmalarına bağlıdır.    

      En eski arı fosilinin 300 milyon yıl, insan fosilinin ise 300 bin yıl olması, arıların insanlardan önce yaşamda var olduğunu gösterir.

      Arılar, tarımsal bitkilerin tozlaşmasını sağladığından bizim için son derece önemlidir.

      Arıların ekosistemde bu kadar önemli olmasının sebebi çiçeklerin nektarları ile beslenirken bitkilerde tozlaşmaya yardım etmeleridir. Tüm bitkiler hayat döngüsünde tozlaşma yapar ve bu tozlaşma sırasında polenlerini yumurtalara taşıyacak canlılara ihtiyaç duyarlar. İşte bu noktada, arılar ortaya çıkar. 

      Günümüz gıda mahsullerinin %70 kadarı, arıların polen yayması sonucunda oluşur. Bu özelliğiyle arılar, hayvanlar arasında dünyada yaşayan en önemli canlılar olarak ilan edilmiştir.      

      Albert Einstein, “Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır. Arı olmazsa döllenme, bitki, hayvan, insan olmaz” demiş.

      Arılarının 170 koku alıcısı bulunuyor. Bu sayede bizim kokusunu alamadığınız çiçeklerden, o lezzetli balları üretiyorlar.

      İnsanların en yakın böcek dostu aslında arılar… Çünkü arılar, insanların yiyebilecekleri gıdaları üreten, tek böcek türü.

      Son yıllarda artan bir şekilde arı kolonilerinin kitlesel ölüm olayları görülüyor.

      Arıları; genetik, yetersiz beslenme, iklim değişikliği, yangınlar, seller, fırtınalar, orman ve doğa katliamı gibi faktörler de öldürüyor. Havada, bitkide ve suda zehirli kimyasallarla temas eden arı sayesinde öldürücü toksik madde, kovana taşınıyor, içerdeki koloninin yok olmasına neden oluyor.

      Koloni Çöküş Bozukluğu/Sendromu, bir kovandaki arıların, bal peteği gözlerinde büyümeyi bekleyen larvaları arkalarında bırakarak, birden bire kaybolmaları olarak tanımlanmaktadır.

      Arıların hayatta kalmak için, ısınmak için, beslenmek için kendi ballarına ihtiyaçları var.

      Uçamayan bir arı gördünüz! Azıcık bal götürüp bırakın yanına, içer o balı ve gücünü toplayıp uçar gider.

      Tehdit edilmezse ve korkutulmazsa arılar sokmaz.

      Yarın ‘Dünya Arı Günü' ve arılar sadece 20 Mayıs Dünya Arı Gününde değil her gün hatırlanmak istiyor.

      Yaşatacağımız arılar, bize yaşanacak hayat ve günler kazandıracaktır.

      Arıları rahat bırakalım da bizi yaşatmak için yaşamaya devam etsinler.

      Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.