YazıYorum(Mete Kozdağ)
11 Haziran 1868 tarihinde “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” olarak yola çıkan Türk Kızılayı;
- 1877'de "Osmanlı Hilali Ahmer Cemiyeti",
- 1923'de "Türkiye Hilaliahmer Cemiyeti",
- 1935'te "Türkiye Kızılay Cemiyeti" ve
- 1947'de "Türkiye Kızılay Derneği" adını almış olup insanlık için yardımsever bağışlarıyla umut ve iyilik taşıyan önemli bir kuruluş olarak varlığını sürdürüyor.
Türk Kızılay'ı ya da resmi adıyla Türkiye Kızılay Derneği, Türkiye'deki en büyük insani yardım kuruluşudur ve Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketinin bir parçasıdır.
Türk Kızılayı; kâr amacı gütmeyen, yardım ve hizmetlerini karşılıksız olarak sağlayan, kamu yararına çalışan, personelinin bir kısmı gönüllü, bir kısmı da maaş alan, sosyal hizmet kuruluşudur.
150 yıl dernek statüsünde çalışan Kızılay, 2019 yılında faaliyetlerine başlayan Kızılay Yatırım Holding ile 11 farklı şirkete bölündü.
Kızılay'a bağışlanmış
Kızılay 6 Şubat depremleri sonrasında, bölgedeki “yetersizliğiyle” eleştirilmiş, ardından da sivil toplum kuruluşu Ahbap Derneği'ne çadır satmasıyla da kamuoyunda oldukça tartışılmıştı.
O günlerde ‘Kızılay'ımızın aynaya bakması ve toparlanması gerekiyor' söylemi, yüksek sesle dile getirilirken şimdi de Kızılay Sağlık Grubu'nun işlettiği 4 hastane ve 2 tıp merkezinin uzun süreliğine kiralanmasına karar verildi.
Kiralama sözleşmesinde; ihtiyaç duyulması halinde bu sağlık kurumlarının yeniden Kızılay tarafından işletilmesi ve personelin işlerine mevcut özlük haklarını kaybetmeden devam edeceği şartı olsa da griliği giderebilmiş değil.
3 milyona yakın kan toplayan ama kan torbasını yurtdışından getiren Kızılay, Türkiye'de üretim yapmak ve yaşlanan nüfusa bakım tesisi açmak için kaynak yaratmak istiyor.
Gelinen noktada Kızılay'ın tüm sağlık kurumlarının kiralanması değil de ilk aşamada 1 hastane ve 1 tıp merkezinin özel sektör işletmesine verilerek geçen sürede bir değerlendirme yapılması daha uygun olacaktır.
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.
