YazıYorum (Mete Kozdağ)
Sıcaklıklar artmaya devam ediyor ve suya daha çok ihtiyacımız olan günler çoğalacak.
Su fiyatlarındaki yükselme de devam ediyor.
Şimdilik su var ve parayla da olsa suyu alabiliyoruz.
Geçen hafta başlayan tatil nedeniyle fazla gündeme gelmedi ama 17 Haziran, Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günüydü.
Ülkemiz, tüm kuraklık çeşitleriyle çevrilmiş durumda.
Üç çeşit kuraklık var;
1. Meteorolojik Kuraklık, belirli bir zaman periyoduna ait normallerden (genellikle en az 30 yıllık) meydana gelen sapma.
2. Tarımsal kuraklık, bitkinin kök bölgesinde, büyüyüp gelişmesi için yeterli nem bulunmaması durumu.
3. Hidrolojik Kuraklık, uzun süre devam eden yağış eksikliği neticesinde ortaya çıkan yeryüzü ve yer altı sularındaki azalma ve eksiklik.
41 şehrimiz, kuraklık tehdidi yaşıyor.
Durum ‘41 kere maşallah' diyemeyeceğimiz, hayati bir konu.
Kuraklık, bu şehirlerle de sınırlı değil.
Asıl tehlikeli olan, normalde yağış alan bölgelerin kuraklaşması.
NASA, yeraltı sularımızın normalin altına indiği alanların, yüzde 80'lik bir alanı kapladığını tespit etti.
Yerin derinliklerindeki su, yenilenebilir bir kaynak değil. Bu suyun geri gelmesi de çok uzun sürecek. Biz bu suyu kullandık ve bitirdik.
Afrika ülkesi olmaya yaklaştık.
Ülkemiz toprağına düşen her yağmur damlasını, biriktirmek zorundayız.
Türkiye genelinde 246 yer altı barajı inşa ediliyor. 'Yer Altı Suyu Besleme Tesisi' olarak adlandırılan bu barajlardan 105'i tamamlandı.
Kalan yer altı barajlarını, süratle bitirmeliyiz.
Yer altı barajları için gecikirsek, düşmekte olan bu yağmurlu günleri de çok yakında bulamayacağız.
Özet; para olsa da susuz kalabiliriz.
Suyun satılmayacağı yani suyun satın alınamayacağı, günler çok yakın.
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.