YazıYorum (Mete Kozdağ)
Savaş; ülkeler, hükümetler, bloklar ya da bir ülke içerisindeki toplumlar, isyancılar veya milisler gibi büyük gruplar arasında gerçekleşen silahlı çatışma olarak kabul ediliyor.
Savaşa genellikle dini, milli, siyasi ve ekonomik amaçlara ulaşmak için başvurulur.
Günümüzde savaşlar, Birleşmiş Milletler tarafından bazı temellere ve kurallara dayandırılmış durumda.
Geçmişte yapılan savaşların aksine günümüzdeki savaşlarda özellikle sivillerin öldürülmesini engellemek, ülke ya da kitleleri yok etmek yerine onları güçsüz bırakmak hususu varsa da felaketler yaşanmaya devam etmekte.
Rusya ve Ukrayna arasında başlayan silahlı savaşa kadar, ticaret savaşları konuşulurken nasıl oldu da ‘3'üncü Dünya Savaşı' için hareketlenme başladı.
Dünyanın çeşitli yerlerinde bölgesel çaplı silahlı savaşlar devam ederken bile konuşulmayan ‘3'üncü Dünya Savaşı' İsrail-Filistin-Hamas-Diğer taraflar 4'lüsünün getirdiği noktadan beslenmek isteyenlere, fırsat verdi ama istedikleri olacak mı?
‘3'üncü Dünya Savaşı' dilde olsa da savaş isteyenler savaşmak istemeyenlerini savaşa nasıl sokacak?
Çok kısa süre önce kuzeyimizdeki ve güneyimizdeki savaşın aktörleri bile asker bulmakta zorlanıyor ve otoriter yolla cinsiyet-yaş ayrımı yapmadan her vatandaşı silah altına almaya çalışıyor. Çalışıyor çünkü karşılarında ‘yönetenin savaşına' karşı çıkan sayı giderek artarken savaş isteyenler savaşmak istemeyenlerini savaşa nasıl sokacak?
Soğuk Savaşın sona ermesiyle birçok Avrupa ülkesinde kaldırılan "zorunlu askerlik", özellikle Ukrayna'da süren savaş nedeniyle yeniden tartışılıyor.
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, yeni güvenlik tehditleri ve büyük askeri personel açığı karşısında Almanya'nın gönüllü asker sayısını artırmaya çalışacağını belirtti.
Hollanda da bir süre önce "hibrid" bir zorunlu askerlik modeli fikrini ortaya attı.
Savaş isteyenler; asker bulsalar da savaşmak istemeyenlerini savaşa nasıl sokacak?
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.