YazıYorum (Mete Kozdağ)

      İngiltere'nin Southport kentindeki 31 Temmuz günü gerçekleşen bıçaklı saldırıda 3 kız çocuğu hayatını kaybederken 8'i çocuk 10 kişi de yaralanmıştı.

      Bu saldırının ardından ülkenin farklı bölgelerinde protestolar düzenlenirken, aşırı sağcıların protestoları da göçmenlere yönelik şiddet eylemlerine dönüştü ve ülke geneline yayılmaya başladı.

      Aşırı sağcılar, eylemlerini Londra'da düzenlenen Filistin'le dayanışma yürüyüşünde de gösterdi ve polisle çatıştı.

      İngiliz gazeteci Roshan Muhammed Salih, ırkçı ve İslamofobik şiddet olaylarının endişe verici olduğunu belirterek, ülkedeki Müslümanların artık kendini güvende hissetmediğini söyledi.

      Bu arada Elon Musk'ın kendi platformu üzerinden ‘iç savaş kaçınılmaz' söylemi, büyük tepki çekti.

      Göçmen karşıtlığı, İngiltere'de son yılların en sıcak konularından. Rishi Sunak liderliğindeki önceki Muhafazakar hükümet, göçmenleri Ruanda'ya sınır dışı etme planıyla gündeme gelmişti.

      Ruanda tartışmasının yanında Eski İçişleri Bakanı Suella Braverman'ın durumu “istila” olarak tanımlaması, göçmen karşıtları arasında yankı bulmuştu.

      Mayıs ayında iktidara gelen Keir Starmer'ın İşçi Partisi hükümeti, Ruanda planını iptal etti, bu da göçmen karşıtı gruplardan eleştiri aldı.

      Tekrar olaylara gelelim ...

      İngiltere İçişleri Bakanı Yvette Cooper, X hesabından olaylara ilişkin yaptığı açıklamada "Polise saldıran ve sokaklarda kargaşayı körükleyen suçlular, şiddet ve haydutluklarının bedelini ödeyecek" ifadesini kullandı.

      Cooper, polisin; mümkün olan en güçlü şekilde olaylara müdahale etmek ve yasaların tüm gücünü kullanması için hükümetin tam desteğine sahip olduğunu bildirdi.

      Olayların devam ettiği göz önüne alındığında ada devleti olan İngiltere'de kimler denize atılır?

      Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.