07.06.2020
CUMHURİYET ÖYLE KOLAY KURULMADI (2-5)
(YAZININ DEVAMI...)
Ayrıca ülkenin bir çok yeri tam teçhizatlı işgalci güçlerin denetiminde idi. Mustafa Kemal Paşa Birinci Büyük Millet Meclisi'nin kuruluş hazırlıklarıyla uğraşırken, aynı zamanda yalnız dedikoduları artan Yunanlıların İzmir'i ilhak etmelerine karşı değil bütün ülkeyi kapsayacak tam bir savunma planı da hazırlıyordu.
Bu arada 1920 yılı Ocak ayının 12' sinde Osmanlı Meclisi İstanbul Fındıklı'daki binasında açıldı. Meclisin toplanmasından önce Mustafa Kemal'in Ankara'da hazırladığı Misak-ı Milli'yi 28. Ocak'daki oturumunda kabul etti. 16 Mart'da, zaten işgal altında bulunan İstanbul sert bir şekilde İngilizler tarafından tekrar işgal edildi.
İşgal nedenleri arasında Harbiye Nezareti'nin General Milne'nin verdiği emirleri uygulamaması, Anadolu'da Kuvvayı Milliye'nin gelişmesi, Meclis'in yeniden toplanması, Misakı Milli'nin ilânı da bulunuyordu. İngilizler, aniden Şehzadebaşı karakolunu bastılar uykuda iken 5 askeri şehit ettiler ve 10 tanesini yaraladılar.
Harbiye ve Bahriye Nezaretlerini ve PTT Genel Müdürlüğünü kontrolları altına aldılar. Birçok kimseyi tevkif ettiler. Osmanlı Meclisi son toplantısını 18 Mart'da
yaptı ve protesto olarak kendini feshetti.
Bütün geyretlere rağmen ancak 120 kişi ile Ankara'da 23 Nisan 1920'de açılan TBMM'de, Milli Mücadeleye katılan Harbiye Nazırı Fevzi (Çakmak) Paşa, 27 Nisan günündeki beşinci oturumda şöyle diyordu; “ ..o sırada İngilizler Harbiye Nezaretini işgal ederek benim nezaret odasına kadar süngülü neferlerini soktular ve lazım gelen emirleri vermekliğimi tebliğ ettiler. Zaten evvelce emirler verildiği için ben kendilerini kemali sükünetle karşılıyordum. Ancak göğsüne düşman süngüleri dayanmış bir Harbiye Nazırı , İstanbul'un artık hür ve makamı hilâfet olmak meziyetini kaybettiğini görmüş bir Harbiye Nazırı sıfatıyla pek meyus bulunuyordum… Nezaret makamında bulunmuş bir takım zevatı ellerine kelepçe vurarak , yalınayak başkabak yük otomobillerine atarak hakaretle şuradan buradan toplattıklarını haber aldım …..”(a.g.e 593).
Mustafa Kemal Doğu Cephesindeki gelişmeler lehde olunca ve o cephe sükünete kavuşunca ağırlığını Güney Cephesine ve özellikle Batı Cephesi'ne verdi. O kesin bir zafer kazanılacağına ve bağımsız bir Türkiye'nin kurulabileceğine inanmıştı.7 Ağustos 1919'da çalışmalarını sona erdiren Erzurum Kongresi'nin bitimi gecesinde İbrahim Süreyya Bey ve Mazhar Müfit Bey'le yaptığı ve gizli kalmasını istediği görüşmede, Mazhar Müfit Bey'e önce tarih yazdırdıktan sonra şunları not etmesini söylemiştir; “Zaferden sonra şekli hükümet Cuhuriyet olacaktır. Bunu size daha önce de bir sualiniz sebebiyle söylemiştim. Bu bir. İki; Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince icap eden muamele yapılacaktır. Üç; Tesettür kalkacaktır. Dört; Fes
kalkacak, medeni milletler gibi şapka giyilecektir. Beş; Latin hurufu kabul edilecektir.” 4. maddeyi yazdıktan sonra Mazhar Müfit duraklar. Neden durakladın sorusuna “Darılma paşam ama sizin de hayalperest taraflarınız var” der. Mustafa Kemal'in yanıtı “Bunu zaman tayin eder. Sen yaz.” olur. (a.g.e 388).
Bu yazı 512 defa okundu.