YazıYorum (Mete Kozdağ)
Günümüz savaşlarının, hibrit yani melez yöntemlerle geliştirilip daha karışık bir hale getirilmesi nedeniyle savaş ekonomisi ve ekonomik savaş ikilisinin beraberliği de ‘olmazsa olmaz kozlar' şekline girmiş durumda.
Hibrit-Melez savaşı, gel
Bu yeni savaş yönteminde, saldırı olduğunu anlamak ve başlangıç zamanını tahmin etmek güçtür.
Savaşın temel unsurları arasında özel kuvvetler, düzensiz güçler, düzenli birlikler, ekonomik savaş unsurları, siber saldırı unsurları, diplomasi, bilgi harekatı ile saldırılan ülkedeki panik ortamını destekleyen, teşvik eden yerel güçler vardır.
Bir ülke; kalkınması, gelişmesi ve hayatta kalması için ekonomisini ayakta tutmal
Ülke silahlı kuvvetlerinin gücü, bağımsız ulusal ekonomik güçle doğru orantılıdır. Egemenliği sağlayan silahlı kuvvetlerin gücünü oluşturan, savunma sanayisinin gelişebilmesi için genel ekonomik durumun iyi ve devamlı olması, mutlak koşuldur.
Bu mutlak koşul savaş ekonomisi kapsamına girer.
Ülke ekonomik durumunun korunması, güvenliği, ülke çıkarları için ekonomik saldırılarda bulunabilmesi ve saldırılara karşılık verebilmesi, ekonomik savaş gücüne bağlıdır.
Savaşmak aynı zamanda savunmaktır. Savunma sanayisini ve ekonomik savaşı geliştirmek demek ‘savaşa istekli olmak' anlamına gelmemelidir.
Bir ülkenin gelişmesinin, kalkınmasının ve ilerlemesinin önündeki tüm tehdit edici engelleri ortadan kaldırmak, yok etmek, etkisiz hale getirmek, caydırmak ve tüm gerekli diğer önlemleri almak, devletin hem yasal hakkı hem de yurttaşlarına karşı sorumluluğudur.
Savaş tarihine bakıldığında, tüm savaşların nedeni ekonomidir. Savaşı başlatmak, sürdürmek, bitirmek ve sonraki aşamaya geçmek özgür ve ekonomik güçle olur.
Unutmayalım! Savaşın öncesinde, yaşanmasında ve sonrasında; ülkeyi tabanından etkileyen çok ciddi problemler ortaya çıkacaktır.
Silahın tetiğine basmak, barış zamanında ekonomik savaşın devam etmesi ve barış yollarının tamamen kapanmış olması demektir.
Savaş ekonomisi; ülkenin askeri gücünü sağlamlaştırırken, halk
Art niyetli çevrelere karşı başlatılacak ekonomik savaşla, halkın güveni kazanılır ki bu da en önemli noktadır.
Yazımı Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün sözleriyle bitirmek istiyorum;
- "Hiçbir medeni devlet yoktur ki, ordu ve donanmadan evvel ekonomisini düşünmüş olmasın"
- "Derhal şu veya bu sebepler için ulusu harbe sürüklemek taraftarı değilim. Harp zorunlu ve hayati olmalı. Hakiki kanaatim şudur: milleti harbe götürünce vicdanımda azap duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Ama ulus yaşamı tehlikeye düşmedikçe, harp bir cinayettir"
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.