YazıYorum (Mete Kozdağ)
Avrupa Birliği, Avrupa halklarının ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda birbirleriyle kaynaşmasını öngören, Avrupa devletlerinin ve vatandaşlarının bir araya gelerek oluşturduğu, uluslarüstü bir yapıdır.
1963 yılında, Türkiye ile Avrupa Ekonomi Topluluğu arasında imzalanan ‘Ortaklık Anlaşması' Avrupa ülkeleriyle ilişkilerin, temelini
1996 yılında imzalanan Gümrük Birliği Antlaşması ise ilişkilerin dönüm noktasıdır.
Avrupa Parlamentosu'nun 15 Aralık 2004'teki toplantısında tüm Avrupa dillerinde ve Türkçe olarak “evet” yazılı pankartlar taşıyan parlamenterler Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) yolunda, yeşil ışığı yakmıştı.
Oylamada 407 parlamenter, Türkiye'nin Avrupalı olması yönünde oy kullanırken, 262 vekil “hayır” demişti. Bundan iki gün sonra AB devlet ve hükümet başkanları resmi olarak “Türkiye üye olabilir” açıklaması yapmış ve müzakerelere başlama tarihini 3 Ekim 2005 olarak belirlemişti.
3 Ekim 2005 tarihinde, Lüksemburg'da yapılan ‘Hükümetlerarası Konferans' ile Türkiye, resmi olarak Avrupa Birliğine katılım müzakerelerine başladı.
Ayrıca aynı gün düzenlenen basın toplantısıyla Türkiye için ‘Müzakere Çerçeve Belgesi' yayımlandı.
Böylece, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki açılamayan Avrupa yolu için çok önemli bir dönüm noktasını aşılarak yepyeni bir sürece girildi.
2016-2021 yılları arasında yaşanan olumsuzluklar sonucunda ve 15 Aralık 2021 tarihinde AB Konseyi, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin dondurulmuş olarak kalmasına karar verdi.
Avrupa Parlamentosu seçimleri sonucunda oluşan yeni parlamentonun da Türkiye konusunda farklı bir tutum izlemesi beklenmiyor.
Ayrıca seçimler sonucunda ortaya çıkan tablonun, Türkiye'nin AB ile ilişkileri açısından olumsuz bir durum anlamına geliyor.
Bu olumsuzluğun temelinde aşırı milliyetçi partilerin Avrupa'nın tamamında ve büyük üye devletlerde oy oranını arttırmış olması yatıyor.
Bu partilerin ortak söylemleri arasında Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkmak var.
Tarih 3 Ekim 2024 ve 19 yıldır açılmayan Avrupa yolu var.
Geçen sürede iki tarafın da ‘olmasanız da olur' sözlerinin ‘kabul edilebilir bir iradeden' geldiği görülmekte ama iki taraftan biri olmayınca da olmuyor.
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.