Osmanlı İmparatorluğu, İkinci Meşrutiyetin ilanından 6 yıl sonra 1914 yılında Birinci Dünya Savaşına katıldı. Dört yıl süren savaş sonunda Osmanlı'nın dahil olduğu ittifak devletleri yenildi. Savaşın sonunda ülkeyi; İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar ve İtalyanlar paylaştı.
Türklere de Orta Anadolu'da Karadeniz'e sahili olan küçük bir kara parçası bırakıldı.
Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a gitti ve orada aldığı karar neticesinde Erzurum'da, Sivas'ta kongreler düzenledi. Mustafa Kemal Paşa "Tek bir egemenlik var, o da milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır." dedi.
Ülkenin dört bir yanından gelen ulus temsilcileri 23 Nisan 1920 günü Ankara'da Büyük Millet Meclisinde toplandı. Meclis, Mustafa Kemal Paşa'yı başkan seçerek, onun önderliğinde Büyük Millet Meclisi, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. Ordu ve halk, düşmana karşı mücadele ederken, diğer yandan da düzenli ordular İnönü'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da savaştı ve zafer elde edildi.
15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkan Yunanlılar, 9 Eylül 1922'de denize döküldü.
24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalanmış, yeni Türk Devleti'nin bağımsızlığı kabul edilmişti.
İkinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin toplanmasından 2 ay sonra, 13 Ekim 1923'de Ankara, Türkiye Devleti'nin Hükümet Merkezi oldu.
Artık, mevcut rejimin isminin de bütün açıklığı ile konulması, yeni devletin başkanının seçilmesi gerekiyordu. O güne kadar Devlet Başkanlığı görevi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak Atatürk tarafından yürütülmüştü. Diğer taraftan bazı yabancı ülkeler de Lozan Antlaşmasını onaylamak için Türkiye'deki yeni devlet rejiminin, daha açık şekilde belirlenmesini istiyorlardı.
Türkiye, Cumhuriyet yolunda ... ilerliyordu.
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.