Barolardan elinizi çekin! Baroları AKP İl Başkanı gibi görme ve düşünme sevdanızdan vazgeçin. Barolar herhangi bir siyasi partinin arka bahçesi değildir, tarafsızdır. Ancak, Avukatlık Kanunu ile verilen insan hak ve özgürlüklerini ve hukukun üstünlüğünü koruma görevi yönünde taraftırlar.
Türkiye'de siyaset ve yasa yapma biçimi garip bir hal aldı. AKP İktidarı, toplumun ekonomik anlamda yakıcı bir şekilde yaşadığı can alıcı sorunlarını gündemden düşürmek için ortaya bir Ayasofya tartışması konuyor, bir İş Bankası tartışması konuyor o da olmadı TBMM'de bir grup başkan vekiline yumruklu saldırı yapılıyor. E tabi pandemi sürecinde işsiz kalan gençlerin, ay başını zor getiren emekliliklerin, kirasını ödeyemeyen esnafın, tarlasını ekemeyen köylünün, tutuklanan gazetecilerin sorunlarını ve çözümlerini konuşamıyoruz. Çöp tenekelerinden beslenenleri, işsizlik ve yoksulluğu, yasakları konuşamıyoruz. Cambaza bak! , siyasette algı ve gündem manipülasyonu iktidarın en önemli taktiği oldu.
Ankara Barosunun, Diyanet İşleri Başkanının açıklaması karşısında yaptığı açıklama ile yaşanan gerginlik sonrası düğmeye basıldı. Cumhurbaşkanı talimat verdi değiştirin. Hiçbir eleştiriye ve muhalefete katlanamayan iktidar hemen harekete geçti, AVUKATLARI VE BAROLARI hizaya getirelim! Baroların demokratik hukuk devletinin ilkelerinin korunmasına ve geliştirilmesine yönelik haklı çıkışlarını susturalım, bastıralım. Ama bu durumu kılıfına da uyduralım. Neymiş efendim, İstanbul, Ankara, İzmir Barolarının delege sayısı fazla olduğu için TBB seçimlerinde hakimiyeti varmış. TBMM'de İstanbul'un 98, Ankara'nın 36, İzmir'in 28 milletvekili var. Bayburt'un 1, Kırşehir'in 2, Bartın'ın 2, Tunceli'nin 2 milletvekili var. Neden? Nüfusa oranla nispi temsil gereği çünkü. İstanbul 100'e yakın milletvekili ile neredeyse meclisin altıda birini temsil ediyor, normal değil mi? Evet normal ve doğru. Türkiye nüfusunun altıda biri İstanbul'da yaşıyor da ondan. Barolara ve avukat sayılarına baktığımızda da durum budur aslında. 2019 yılında İstanbul Barosunda kayıtlı avukat sayısı 46.052, Ankara Barosunda 17.598, İzmir Barosunda 9.612, Ardahan Barosunda 48, Hakkari Barosunda 125, Gümüşhane Barosunda 89, Tunceli Barosunda 42'dir. Türkiye geneli barolara kayıtlı avukat sayısı ise toplamda 127.691'dir. Burada nispi temsil uygulanması gerekmiyor mu? Türkiye'deki toplam avukat sayısının neredeyse dörtte birinin bulunduğu İstanbul Barosu, Tunceli, Şırnak, Kırşehir Barosu ile aynı oranda temsil edilebilir mi?
Yıllardır bir avukat olarak baro seçimlerine katılırım, en demokratik seçme ve seçilme yöntemleri baroların seçimlerinde uygulanmaktadır. Birçok farklı liste seçimlere girer. Genel kurullarda kendisini ifade eder. Seçimlerde blok liste, karma liste uygulanır. Avukat blok listede istediği adayın üstünü çizer, başka bir adayı yazabilir. Yönetim Kuruluna katılmayı, başkan adayının listesi dışından adaylar da kazanabilir, demokratik temsilde bir sorun yoktur yani. Neden o zaman, ne yapılmak isteniyor? Ankara Barosunun, Diyanete yönelik açıklamasını beğenmeyip kendine yandaş, destekçi baro yapısı için yasa değişikliği yapılamaz. Bugün Türkiye'de yargı alanında çözülmesi gereken en ivedi sorun Avukatlık yasası değil ;, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sorunudur.
Avukatlık Kanunu'nda demokratik baro söylemleri ile yapılması düşünüleni; demokratik hukuk devleti, insan hak ve özgürlükleri, laik devlet ilkelerinden ödün vermeyen baroları, yandaş baro haline getirmektir. Yazımızı, bütün avukatların bürolarında asılı bulunan Molierac'a ait veciz bir sözü ile bitirelim; “...avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı.”