MAGNA CARTA'NIN İMZALANMASI
Asi baronlar ‘'Baronların Maddeleri'' adını verdikleri bir belgeyi hazırladılar. Bu belge sonradan Büyük Anlaşma – Magna Carta- adı verilen belgenin ilk yazılımı idi. Kıral John karşılaştığı tehditler nedeniyle asilerle buluşmaya karar vermişti. 10 Haziran 1215'te kıralın adamları ve danışmanları Thames nehri üzerinde Runnymede'de asilerle görüşmeye başladılar. İngiltere'nin bütün asılzadeleri orada idi. Herkes bu görüşmelerin ülke için öneminin farkındaydı.
John, baronların isteklerini öğrenince alaycı bir şekilde yanındaki Roger of Wendover'a döndü ‘'Bunlar niçin benim topraklarımın hepsini istemiyorlar?''diye sordu. Fakat durum çok ciddi idi. Eğer o barışı gerçekleştirmek ve Fransız istilasını önlemek istiyorsa Baronların Maddeleri'ni kabul etmek zorundaydı. Bu anlaşma metni, John düşman saydığı Canterbury Başpiskopos'u Stephen Langton'ın yönlendirmesiyle hazırlanmıştı. Ve şöyle başlıyordu: ‘'Bu maddeler Baronlar tarafından hazırlanmış ve Kıral tarafından kabul edilmiştir''. 15 Haziran'da kıral anlaşmaya mührünü bastı. 19 Haziran'da bazı düzeltmeler yapıldı ve son şekli Özgürlükler Beratı – Charter of Liberties- adıyla yasalaştı.
Anlaşma büyük oranda mali konuları kapsıyordu. Miras hukukunu, dulların haklarını ve ergenlik çağına girmemiş çocuk haklarını ve ödenecek vergileri kapsıyordu. Birçok madde borç, gümrük vergisi ve scutage gibi konuları içeriyordu. Her şeyden önce hukukun ve hakkın satılamıyacağı ve hür bir kişinin, lordlar tarafından mahkeme edilmeden, hapis edilemeyeceği belirtiliyordu. Ayrıca, İngiliz baronlarının yerine atanmış yabancılar üzerindeki korumanın kaybedilmesinden endişe ediliyordu. Kırallıktan bütün yabancı baronların, askerlerin, tüccarların silah ve atlarıyla çıkarılması söz konusuydu.
Belgenin amacı, John'ın otokratik ve kaprisli hükümetinin karşısında, geniş çevrelerce kabul edilmiş olması, bu konuda baronların birleşmesiydi. 61nolu madde en önemlisiydi. 25 kişilik bir baronlar komitesinin, kıralın imzalanan koşullara uymasını, gerekirse silahla, sağlamasıydı. Anlaşma takip eden yıllarda bazı değişikliklere uğradı.
Kıral John bu anlaşma ile monarşi gücünün önemli kısmını terk etmiş oldu. Bir İngiliz tarihçisi bu olayı''İngiliz kıralının kendi halkına fantastik bir şekilde teslim olması'' diye tanımlıyordu. John da bunu biliyordu. Tarihçi yazar Matthew Paris, kıralın belgeyi imzaladıktan sonra, ‘'dişlerini gıcırdattığını, gözlerini çevirdiğini, deli bir adam gibi ele geçirdiği bir sopayı kemirdiğini ve tırnaklarıyla lime lime yaptığını'' yazıyordu.
Anlaşma hemen bir sonuç vermeyecekti. 1215'te King ve baronlar arasındaki uzlaşmazlık sona ermişti. Ağustos'ta John'ın dostu Papa İnnocent III bu anlaşmayı iptal etti. Fakat bu hiçbir şeyi değiştiremedi. Ekim'de karşılıklı düşmanlıklar artmıştı. Ve top yekün bir harp başladı. William d'Albini komutasındaki asiler Kent'teki Rochester Kalesi'ni işgal ettiler. John topladığı ordusuyla kaleyi abluka altına altına aldı. İki aylık bir kuşatmadan sonra kale yıkıldı. John asilerin hepsini asmak istedi. Fakat bundan bir yüzbaşının araya girmesiyle vazgeçildi. John için bu sonuç bir zaferdi.
2016 yılı Mayıs'ında Fransız Prens Louis çok güçlü bir orduyla Thanet'ten İngiliz topraklarına ayak bastı ve İngiltere'nin üçte birini işgal etti. O gelmeden önce John kendisine isyancı olan bölgelerdeki kendi halkını acımasızca ezdi. Mezarlıkları, kasabaları, kiliseleri ve evleri yaktı, yıktı. O kendi halkının yağmalayıcısı, talancısı olmuştu. Prens Louis'e karşı savaşmadı. Askerlerinin kendisini terk edeceğinden korkuyordu. Geri çekildi. Eğer savaşsaydı bu miktarda toprak kaybı olmayacaktı. Louis'e yalnız iki güçlü kale direnebildi: Windsor ve Dover kaleleri.