JOHN'IN ÖLÜMÜ
John hükümranlığının son yıllarında kaybettiği toprakları yeniden kazanmanın hayali içinde yaşadı. Bu hareketlerinin birinde Crowland Abbey'i yaktı, yıktı. Fakat hala düşmanlarında korku yaratacak bir güce sahipti.
2016 Ekim'inde bugünkü adı King's Lynn olan Lynn'de dizanteriye yakalandı. Hastalandı. Yakın dostu Ralph of Coggeshall bunun obeziteden kaynaklandığını yazmıştı. 11 Ekim'de ordusuyla tekrar yola çıktı. Bataklık olan nehri geçemediler. Hazinesi birçok kişisel eşyası sulara gömüldü. Bunları kaybetmekten dolayı kafası iyice karışmıştı. Dover kalesinin istilacı Fransızlarla anlaşma yaptığını duyunca sağlığı giderek kötüleşti. Sedyede, acılar içinde, Newark kalesine getirildi. Newark'ta kilisede son bir kez daha günah çıkarttı. 18/19 Ekim gecesinde, büyük bir fırtınanın estiği sıralarda bu dünyadan ayrıldı. Cesedi Worcester Katedralı'na gömüldü. Kıralın kalbi ise Croxton Abbey'e götürüldü.
John'ın ölümünden sonra 9 yaşındaki oğlu Henry, Henry III olarak tahta geçti. Fransızları, ertesi yıl, işgal ettikleri İngiliz topraklarında yenmek ve İngiltere'den çıkarmak başkalarına kalmıştı. Baronların isyanları ve Fransızların işgalinin yarattığı çöküntüden ülkenin çıkıp kurtulması yıllar aldı. John'ın iktidarı başarılı olmadı. Tam aksine yenilgilerle dolu oldu. Kendisi kaba birisiydi, çevreye dehşet ve korku saçan bir özelliği vardı. Tarihçi Matthew Paris'e göre cehennem John'ın varlığıyla kirlenmişti.
Fakat, John'ın döneminde global olarak politik hakların ve özgürlüklerin simgesi Magna Carta imzalanmıştı. Daha doğrusu John onu imzalamak zorunda kalmıştı. Çeşitli zamanlarda değişikliğe uğrayan belgede 1227'de yalnız 37 madde vardı. Orta çağlara kadar ondan fazla bahsedilmemişti. İngiliz iç savaşının yaşandığı Kıral Charles I (19.11.1600 – 30.1.1649) zamanında Magna Carta tekrar önem kazandı. İngiliz Sivil Savaşı'nın yer aldığı bu dönemin sonunda, kıral Charles 1649'da idam edildi.
Kral Charles I'in despot tutumlarından dolayı kişisel özgürlüklerin savunulması öne çıkmıştı. Amerikan tarihi de Magna Carta'dan esinlendi. İngiliz kırallarının zorbalığından kurtulmak için yapılan Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nda entelektüel ve anayasal esinlenmenin kaynağı Magna Carta idi.1775'de Paul Revere'in hazırladığı Massachusetts'in devlet mühründe bir asker, kılıcı bir elinde, Magna Carta'yı diğer elinde tutmaktadır. 4 Temmuz 1776 Amerikan Bağımsızlık Beyannamesi'nin özü Magna Carta'dan gelmektedir. 1791'de yayınlanan İnsan hakları Beyannamesi 1215'teki anlaşmanın 39.maddesinden kaynağını almaktadır. Yasaların hükmü dışında hiç kimse hayatından, özgürlüğünden ve malından mahrum edilemeyecektir. Magna Carta'nın temel ilkeleri bugün bütün dünyada bütün yasaların temelini teşkil etmektedir (Sean McGlynn; King John and Magna Carta, Pitkin Publishing, Stroud, 2015)