MAGNA CARTA'DAN SONRA
Magna Carta ilk yayınlandığında bir barış anlaşmasıydı. Hukukun yöntemi ve yönetimini ve vergilendirmenin koşullarını kapsıyordu. Orta Çağ İngiltere'sinde ‘' özgür insanları'' kapsıyordu. Onlar,1215'teki toplam nüfus içinde azınlıktaydı.
Magna Carta imzalandıktan ve birçok kopyası dağıtıldıktan hemen sonra, Vatikan'daki Papa bunu ‘'utanç verici ve geçersiz'' bulduğu için retetti. Bunun ardından iç savaş çıktı ve Fransa kıralı Louis'i İngiltere'yi 1216'da istila etti. Magna Carta'nın bu noktada geleceği şüpheli bir duruma girdi.
Kıral John, Newark Kalesi'nde Ekim 1216'da öldü. Worcester Katedrali'ne gömüldü. Magna Carta, John'ın ölümüyle hayat kazandı. Anlaşma ,1207 doğumlu, 9 yaşında kıral olan Henry III (1216 -72) için baronlardan destek sağlamak amacıyla Kasım 1216'da bazı değişikliklere uğradı ve1217 ‘de ormanlarla ilgili kısım ayrıldı. Ayrı bir yasa oldu.
1508'de ilk kez basılan Magna Carta İngiliz hukuk geleneğinin temeli oldu. Takip eden 200 yıl içinde bireysel direnişlerin ve protestoların kaynağı oldu. 1634'te ölen avukat ve politikacı Sir Edward Coke bireysel hakların bu anlaşma ile teminat altına alındığını ısrarla belirtiyordu. 1628'deki onun ‘'Hakların Dilekçesi'', Kıral Charles I (1625 -49)'in haklarını daha da kısıtlıyordu. 1649'ta kıralın idamla sonuçlanan mahkemesinde Magna Carta, kıralın aleyhine kullanıldı. Magna Carta hakların ve özgürlüklerin sembolü haline geldi.
17.yüzylda Magna Carta ABD'ye transfer edildi. Orada bazı eyaletlerin yasalarının içine girdi. Pennsylvania hukukunu kaleme alırken William Pen (14.10.1644-30.7.1718) Magna Carta'yı kullandı ve Magna Carta ilk kez ABD'de yayınlandı. Amerikalılar İngiliz kıralı George III'ü (4.6.1738 – 29.1.1820) bir zalim olarak görüyor, onun hükümetinin hukuk dışına çıktığını kabul ediyordu. 1776'da Bağımsızlık Bildirgesi'ni ve 1791'deABD İnsan Hakları Bildirgelerini yazan Thomas Jefferson (13.4.1743 – 4.7.1826) Magna Carta'dan çok etkilenmişti. İhtilalci Fransa ise onun etkisi altında daha az kalmıştı.
18.yüzyılda Magna Carta'nın üzerinde fazla durulmadı. William Blackstone (10.7.1723-14.2.1780), 1759'da ‘'The Great Charter''ı yayınladı. Magna Carta, böylece tekrar tartışma konusu oldu. Magna Carta, basının hür olmasının ve bireyin yargılanmadan cezalandırılmamasının ve kıralın kıraliçeyi boşayabilmesinin bile sembolü haline geldi. Önceleri Magna Carta Parlamento'da kırala meydan okumanın aracı olarak kullanılırken şimdi Parlamentonun otoritesine meydan okuma aracı olarak kullanılır oldu.
1600'lerden 2000'li yıllara kadar İngiliz İmparatorluğu'nun bazı yerlerinde Magna Carta'nın bazı maddelerinin uygulanmadığı görüldü. Özellikle yargılanmadan cezalandırılma ve kişisel özgürlüklerin kısıtlanması bunun arasındaydı.
Magna Carta, İngiliz emperyalistleri tarafından ‘'uygarlık'' adı altında ‘'kolonileştirme''nin aracı olarak kullanıldı. Magna Carta aynı zamanda İngiliz egemenliğine karşı olanlarca kendi haklarını edinme savaşının simgesi oldu. 1947'de İngiliz Koloniler Ofisi Magna Carta'nın bütün kolonilerde kutlanmasını yasakladı. Ofis, kötü niyetli koloni politikacılarının daha büyük özgürlükler isteyeceğinden kuşkuluydu.
Magna Carta bugün İngiliz dili gibi, İngiltere'nin ihraç ettiği en büyük kavramdır. Özgürlükler ve hukukun üstünlüğünü içermektedir. Modern yasa koyucular, İnsan Hakları Evrensei Beyannamesi'ni (1948) ve Avrupa İnsan Hakları Konvensiyonu'nu (1953) ona dayanarak hazırlamıştır. Günümüzde Magna Carta'dan, mahkemelerde retorik olarak, söz edilmektedir. Onun kapsadığı maddeler, yeni yasaların maddeleri olmuştur. Fakat onun etkisi azalmamıştır. İngitere Baş Yargıcı Lord Thomas Henry Bingham (13.10.1933-11.9.2010) ‘'Magna Carta'nın önemi, yalnız onda yazılı olan değil, bütün nesillerin onda ne olduğunun yazıldığı ve ona inandığıdır.''demişti.
