Bir yazarı eseri aracılığı ile tanımak mutlulukların en büyüğüdür. Böyle bir mutluluğu geçtiğimiz hafta şehrimizin sokaklarında alelacele koştururken bir kez daha yaşadım. Kadim arkadaşım Ceren, elime bir kitap tutuşturdu. “Yeni Bir Hikâye”
Anlatı hakikaten yenidir. Zira kitabın ilk baskısı Temmuz 2024, Ankara. Yazarı ise Sait Mert GÖZEN. Yazarımız Ankara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi mezunudur.
Ölüm, insanlar için kaçınılmaz bir son olsa da ölümün bir cinayet sonucu olması ve cinayet karşısında insanların yaşadığı trajedi, Habil ve Kabil örneğinde olduğu gibi insanlık tarihi kadar eskidir. Dolayısıyla bir başkası tarafından öldürülmek yani cinayet edebiyatta en ilgi çeken temalardan biri olagelmiştir.
“Yeni Bir Hikâye” polisiye bir anlatıdır. Bir teknoloji firmasında gizli bir proje üzerine çalışan yazılım mühendisi Sevil'in cinayeti anlatının ana temasını oluşturuyor. Cinayet soruşturması ile görevli Komiser Rıfat ve yardımcısı Haşim cinayeti çözmek ve aynı zamanda verilerin kaydedildiği kayıp belleği bulmak zorundadır. Ancak yaşanan trajik bir olay Komiser Rıfat'ın hem istifa dilekçesini vermesine hem de psikoloğunun telkinleri ile bu hikâyeyi kaleme almasına sebep olur.
Anlatının Yapısı-Zaman
Anlatı; cinayeti çözmekle görevli komiser, cinayete kurban giden maktuller ve cinayeti işleyen katil olmak üzere dört şahıs üzerinde kurgulanmıştır.
Katilin kim olduğu kuşkusu üzerine kurulu olan anlatı, “Sıradan Bir Gün”, “Cinayet Mahalli”, “Gel-Tek”, “İki Kız”, “Ben Âşıktım Ona”, “Takip”, “Sıcak-Soğuk”, “Olay Yeri”, “Haşim” ve “Her Şeyin Sonu” başlıklarını taşıyan 10 bölümden müteşekkil. Dolayısıyla yazar; cinayet, iz sürme, ikinci bir cinayet ve kayıp belleği bulma eylemlerini güncel ve toplumsal konulara değinerek yalın ve akıcı bir dil ile anlatıyor.
Öyküleme yönteminin kullanıldığı anlatıda olaylar anlatının başkişisi Komiser Rıfat çevresinde ve onun anlatımıyla gelişir. Olay zamanı ise Komiser Rıfat'ın kızı ve eşinin Antalya TUBİTAK Bilim Fuarına gittiği gün Dede Efendi Sokak'ta bir cinayet ihbarı ile başlar. İlk ceset anlatının 2.bölümünde başı kalorifer peteğine asılı bir şekilde bulunur. “… kızcağız o kadar şiddetli çarpmıştı ki kafasını petek kafatasını delip içeri girmişti. O yüzden de ceset yere düşmemişti. Petekte asılı bir kıyafet gibi kalmıştı.” (s. 15)
Sırtından bıçaklanmış bir şekilde bulunan diğer kurban ise hiç beklenmedik biridir. “… koridorda yüzükoyun boylu boyunca yatıyordu…”“… onu öldüren bıçak Nazan'ın yanında kan bulanmış yüzeyini göstermek için adeta inatla parlıyordu.” (S.103)
Kişiler
Anlatının başkahramanı Komiser Rıfat mesleğinde başarılı, tecrübeli, zeki, iyi bir aile babası olan ve mesleğine sadık bir emniyet görevlisidir. Haşim ise daha genç, enerji dolu kendine özgü özellikleri olan çaylak bir tiptir. “Memnuniyetsizliğimi karşımdaki çaylak yardımcıma yansıtmış olmalıyım..”, “… göreve başlayalı henüz üç sene olmuş genç bir delikanlıydı. Deli kanlı dediysem gerçekten kanı deli akıyor paşamın..”, “…Yavrum köylü bir ailenin ortanca çocuğu”(s.10)
Maktul Sevil ise otuz iki yaşında bilgisayar mühendisi genç bir kadındır. Bununla birlikte önemli bir projenin baş yazılımcısıdır. “…otuz iki yaşında demişti Haşim ama kız daha genç görünüyordu. Esmer teniyle tezat yemyeşil gözleri vardı…” (s.15) “…Sevil sahip olabileceğimiz belki de en iyi yazılımcıdır. Onunla çalışmamız tesadüf değil. Birçok gizli test aşamasını inanılmaz derecelerle geçti…” (s.29)
Komiser, yardımcısı ve maktulden başka anlatıda öne çıkan diğer kişiler ise maktul Sevil'in kız kardeşi Nazan, komiserin kızı Umay, eşi Aliye, Kutay ve Orkun'dur.
Son Söz
Bir eser ortaya koymak dünyanın en saygın emeğidir. Zira sanatçı eserini ortaya çıkarırken alın terini, zamanını, emeğini ve birikimini de ortaya koyar. Dolayısıyla değerli yazarımıza bu güzel eseri için teşekkür ederken; yeni anlatılarında Balıkesir'in sokaklarını, insanlarını, tarihini hatta yağan yağmurun ardında bıraktığı keşmekeşi de görmek istediğimizi dile getiriyor, başarılar diliyorum.
Okurun bol olsun sevgili Mert!...