Doğum yıllarına göre yaş gruplarını ifade eden kuşak kelimesi; ortak yazgıları, ortak duygu ve düşünceleri, ortak kederleri, ortak sevinçleri olan, aynı tarihsel süreçlerden geçmiş ve dolayısıyla ortak bir zaman diliminde yaşamış insan topluluklarını ifade etmek için kullanılmaktadır.

      Nesilleri birbirinden ayıran en önemli etken, teknolojinin öncülüğünde yaşanan değişimlerin ve yeniliklerin başlattığı süreçler oldu. 

      Var olan kuşaklara yeni kuşakların eklenmesiyle gün yüzüne çıkan kırılmalar ''biz ve diğerleri'' ayrımını keskinleştirdi ve kuşaklar arası farklılıklar ortaya çıktı.

      Yapılan araştırmalar, her kuşağın kendine özgü iş yapma şekli, davranış ve düşünme kalıbı, farklı bir giyim ve konuşma tarzı olduğunu göstermekte.

      2024'ün yerine gelen 2025'in çocukları ve torunları artık beta kuşağından olacak.

      Yeni bir kuşak yani beta çocukları ve torunları, daha önceki kuşaklardan farklı olarak dijital dünyanın tam merkezinde yer alacak. 

      

      2025-2039 yılları arasında doğacak olan bu kuşak; teknolojinin hızla evrildiği, çevresel sorunların ve sürdürülebilirlik ihtiyacının daha çok öne çıktığı bir dönemde büyüyecek.

      Teknoloji ile temasın, her yeni gelen nesli daha fazla etkiliyor oluşu; gelecek nesiller adına olumsuz etkileri de barındırmaktadır. Teknoloji ile fazlaca iç içe olma durumu, bireysellik, sosyal normlara uyum, ahlaki tavır ve tutum, tüketim alışkanlıkları, sorumluluk duygusu gibi birçok açıdan bireyi yakından ilgilendirmektedir. Vaktinin tamamını bilgisayar başında boşa harcayan bir birey, sorumluluk duygusunu zayıflatmış ve günlük hayatın akışında yapması gereken diğer bütün işlerini ihmal etmiştir.

      Diğer yandan bilgi ve iletişim teknolojilerinin büyük bir hızla ilerlemesi, bireyleri teknolojiye mecbur bırakırken bizlere düşen teknolojiyi, bilgi ve iletişim kaynaklarını doğru ve bilinçli bir şekilde kullanmak ve bunu yeni nesillere aktarmak olmalıdır.     

      Gelecek kuşakların teknoloji bağımlısı, doğaya, kendine ve gerçek hayata uzak, tüketim ve haz odaklı, narsist, kuralsız bir kuşak yani “Sıfır Kuşağı“ olmasını istemiyorsak, toplum olarak önlemler almalı, teknoloji ve internetin doğru kullanımı noktasında genç nesillere yol gösterici olmalıyız.

      En önemlisi de sevgi, saygı, sorumluluk ve bilinç gibi erdemlerin, bilgiden çok daha önce ve önemli olduğunu yeni kuşaklara anlatabilmektir.

      Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.