Bir toplumda, insanı insan yapan değerler olan onur, vicdan, namus, haysiyet, bilgi, saygı, sevgi çürümeye başladı mı, o toplumun nereye sürüklendiğini tahmin edemezsiniz.
Cehennemin dibine!
X X X
Ancak bilge insanların devlet yönetiminde olduğu bir toplumda, insan varlığının değeri anlaşılır.
İnsan yüceltilirse, var ettiği, ürettiği değerler de yücelir.
X X X
Bilimsel eğitim ve öğretimden geçmemiş insanlardan oluşmuş bir toplum, değişim ve değiştirme devrimci eylemlerini bilmez, yapamaz.
X X X
Çağını yaşayan bir toplum, ancak çağdaş bilim ve teknoloji ile olur. Geçmişi yaşayan, dinsel dogmalar içinde kalmış, boğulmuş bir toplum, kendi cehenneminde yok olur.
X X X
Sanatçıların yarattığı eserler, tüm dünyada, müzelerin en güzel yerinde sergileniyor.
Diktatörlerin, faşist liderlerin resim ve heykelleri ise çöplükte…
ŞU İŞE BAK!
Tarih, insanları değil de, kralları, şahları, diktatörleri anlatır.
Şu işe bak!
Şeytanı da emekli ettiler.
Şimdi ortalık şeytan dolu.
O ne?
Çarmıhtaki seytan mı?
Gün gelecek.
Tüm bu din adamları işsiz kalacak.
Papa mı?
Sokakta dilenirken görmesin mi insanlar…
Komo Kenyetta.
Kenya Devlet Başkanı…
Şöyle der:
“Bu Avrupalılar ülkemize geldiklerinde ellerinde kitap vardı, bizimse toprağımız. Uyandığımızda bizim elimizde kitap vardı ama topraklarımız onların olmuştu.”
Kutsal yalanlar, insanı kul, köle yapar.
İnsanlığın üç büyük belası.
Cehennemin kendisi!
Din ayrımı.
Irk ayrımı.
Mülkiyet duymazlığı.
İnsanlık, bu üç beladan kurtulmadıkça rahat yüzü göremeyecek!