MİTHAT PAŞA VE İLK ANAYASA- 3
12 bölüme ayrılmış, 119 maddelik ilk Anayasa'nın kurallarına göre yürütme işlerinin yapıcısı, düzenleyicisi, bakanları doğrudan seçen ve yöneten, kısacası yürütmenin başı Padişahtı. Yasama, yasa koyma, işleri ise Mebusan Meclisi ve Ayan Meclisi ile yürütülecekti. Gerçekte ise yasama da padişaha bağlı olacaktı. Ayan meclisi üyelerini hayat süresince olmak kaydıyla padişah seçecekti. Mebusan Meclisi üyeleri ise 50,000 kişiye bir vekil olmak üzere halk tarafından seçilecekti. Padişahın meclisi fetih yetkisi vardı. Ayrıca padişahın hükümetin güvenini bozduğu gerekçesiyle herhangi bir kimseyi yurt dışına sürme yetkisi bulunuyordu. Böylece devletle ilgili bütün yetkiler yine hükümdarda toplanmış oluyordu (Uçarol, 373). Anayasayı hazırlayan en liberal üyeler bile padişahın hükümranlık haklarının kısıtlanmasını ve bir cumhuriyet kurulmasını istememişlerdi. Anayasanın 3. ve 4.maddeleri gereğince Osmanlı hükümdarlığı, halifelikle birlikte Osmanlı hanedanının en yaşlı üyesine geçecekti.
Osmanlı İmparatorluğu'nun resmi politikası Osmanlıcılık idi. Bu politika Tanzimat'ın getirdiği eşitlik kavramını içermekte ve ayrımcılığı kaldırmaya çalışmaktaydı. Anayasa'nın 8.maddesi ‘' Hangi dinden olursa olsun, imparatorluk uyruklarına, hiçbir ayrım gözetilmeksizin Osmanlı denir'', 9.maddesi ‘'Osmanlıların tümü başkalarının özgürlüklerine müdahale etmemek koşuluyla kişisel özgürlüğe sahiptirler'', 17.madde de ‘' Yasa önünde tüm Osmanlılar eşittir. Din alanında ön yargıya sahip olunmaksızın vatana karşı aynı hak ve görevleri vardır'' yazıyordu. Bu maddeler Yasalar karşısında eşitlik ilkesini getiriyordu.18. Ve 19. maddeler Devletin resmi dilinin Türkçe olduğunu belirtiyor ve memuriyetlere atamalarda yetenek aranır diyordu. 11.maddeye göre ‘'Kamu düzenine ya da genel ahlaka aykırı olmadığı sürece her Osmanlı din özgürlüğüne sahiptir''. Ancak devletin resmi dini İslam dini idi. 20.maddeye göre vergiler, mükellefin gücüne göre alınacaktı. 21.maddeye göre mülkiyete, kamu amaçları dışında ve yeterli tazminat ödenmeden el konulamayacaktı. 22.madde mesken dokunulmazlığı getiriyor ve ‘'Yasaların kararlaştırdığı durumlar dışında yetkililer meskene zorla giremezler'' diyordu. Yasa gereği olmadan kimseden vergi, resim, ya da başka bir ad altında para alınamayacaktı (madde 25) ve 26.madde ‘'İşkence ve diğer eziyetler kesin olarak yasaktır'' diyordu (Stanford Shaw; Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, e yayın, istanbul, 1983, shf: 223,224).
Anayasada belirtilen hakların uygulanabilmesi için Tanzimat'ın getirdiği tüm laik mahkeme düzeni de anayasaya alınmıştı. Madde 81'e göre yargıçlar yaşam boyu atanacak ve yargıca müdahale edilemiyecekti (Madde 88). Dini konular şeriat mahkemelerinde çözümlenecekti. Müslüman olmayanlar da bu durumlarda kendi millet mahkemelerine başvuracaklardı. Anayasa ile parlamento ve hükümet üyelerinin yargılanması için Divan-ı Ali kurulmuştu. Kurumun 30 üyesi Ayan meclisinden, 10'u Devlet Şurası'ndan ve diğer 10'u da Temyiz Mahkemesi'nden seçilecekti. Divan padişah fermanı ile toplanacaktı. Bakanları, Temyiz Reisi ve üyelerini ve padişah aleyhinde hareket ve devleti tehlikeye düşürecek girişimlere kalkışanları yargılayacaktı.1215'de Magna Carta'nın getirdiği temel kurallar, böylece tam 661 yıl sonra bir Türk devletinin hukukuna girmiş oluyordu
Anayasanın kabul edilmesi, padişahın yetkilerini değiştirmemesine karşın, halk tarafından büyük bir sevinçle karşılandı. Her zaman olduğu gibi, bu yeniliğe karşı olanlar hemen harekete geçti, Padişah da onlara katıldı. Halkın ‘'Meşrutiyet ve Hürriyet Kahramanı'' kabul ettiği, 19 Aralık 1876'da ikinci kez sadrazamlığa getirilen Mithat Paşa, 5 Şubat 1877'de sadrazamlık görevinden indirildi ve tutuklatıldı. Bir gemiyle İtalya'ya sürgün edildi. İlk anayasayı yapan ve itiraz ettiği 113. maddenin ilk kez kendisine uygulanan, ülkenin çok iyi yetiştirdiği kişilerden biri olan Mithat Paşa tamamen siyasi hayattan çıkarılmak istenmişti.
Bu arada 28 Ekim 1876'da çıkarılan ‘'Geçici Yönetmelik'' ilkelerine uygun olarak seçimler yapıldı ve ilk Osmanlı Meclis-i Mebusan'ı 19 Mart 1877'de Dolmabahçe Sarayı'nda faaliyete geçti. Mecliste 69 Müslüman, 46 diğer dinlerden olmak üzere 115 milletvekili bulunuyordu. Ayan Meclisi'nde ise 26 üye yer almıştı
İstanbul'da anayasa konusunda bu gelişmeler yaşanırken, Osmanlı -Rus ilişkileri hayli gergin bir döneme girmişti. İlk Osmanlı meclisinin açılışından 36 gün sonra Rusya, Osmanlı devletine savaş ilan etti. 24 Nisan 1877'de başlayan harpte Ruslar batıda Tuna'yı doğuda Arpaçay'ı aştılar. Rusya, Osmanlı devleti Karadeniz'de egemen durumda olduğundan, kara savaşlarını tercih etti. Bunun için çok iyi hazırlanmışlardı. Osmanlı Devleti'nin ise böyle bir savaş için hiçbir hazırlığı yoktu.