Temizlik… Maske… Mesafe… Bu üç kuralın baş harflerini bir araya getirince TAMAM oluyor ve koronadan korunuyormuşuz!Koronayla mücadelede başarılı olunduğu algısı yaratılmaya çalışılıyor. Açıklanan rakamlara bakıldığında göreceli olarak başarılı olunduğu algısı yok değil. Ancak açıklanan vaka sayılarına güven oldukça düşük. Hele birde yönetenlerin ne yapacağını bilmez bir şekilde akşamdan sabaha değişen maske takılacak mı, takılmayacak mı? Maske paralı mı parasız mı? Sokağa çıkma yasağı uygulanacak mı uygulanmayacak mı? Sınavlar zamanında mı yapılacak, erkene mi alınacak? Bu ve buna benzer yönetenlerin gelgitli kararlarına bakılacak olursa; kamuoyunun kafası oldukça karışık.
Şimdi bu ve benzeri kararsızlıklardan en önemli vazgeçilmez kural haline gelen, uymayanın cezaya muhatap olduğu; Maskenin kısa serüvenine…
11 Mart'ta ilk vaka açıklandıktan sonra günlerce TV'lerde maskenin gerekli olmadığı, sadece hasta ve hastayla muhatap olanın takması istendiği. Bir süre sonra kapalı alanlarda herkesin takmasının istendiği. Vakaların artması karşısında herkesin zorunlu olarak takması gerektiği ve en sonunda açık alanda bile takılmasının zorunlu olduğu, takmayanın cezalandırılacağına karar verildi.
Gelelim maske serüvenine, nasıl ulaşılacağına…
4 Nisan 2020 tarihinde Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan katıldığı TV programında Türkiye'nin maske üreticisi ve ihracatçısı bir ülke olduğuna dikkat çekerek ‘'Bakanlığımızın maskelere yönelik bir çalışması var, halkın ulaşabilir olduğu noktalarda inşallah bunların satışını gerçekleştireceğiz. Vatandaşımız ekmeğini ya da sebzesini nereden alıyorsa ona yakın yerden bunlara daha rahat ulaşabilecek'' diye kamuoyuna satılacağı müjdeli haberini verdi!
Ekmek, sebze nerede alınıyorsa maskede oradan parayla alınacak dedi bakan hanım!
CHP'li belediyeler maske üretimine geçti, halka her noktada ücretsiz maske dağıtmaya başladı. Belediyeler ‘devlet içinde devlet' olmak suçlandı; maske üretimine, dağıtımına kısıtlamalar getirilerek dağıtamazsınız dendi.
Yönetenler panik halinde maske paralı ol(a)maz herkesin evine PTT ile 5'er adet göndereceğiz kararını aldı, günler, aylar geçti evine maske gelen pek olmadı.
Derken…
Telefonlarınıza kod gelecek o kodlarla en yakın eczanelerden alacaksınız dendi. Millet eczane önlerinde kuyruklar oluşturdu, vatandaşla eczacılar karşı karşıya geldi yine maskeye ulaşabilen vatandaş sayısı oldukça sınırlı kaldı.
Bu arada toplu taşıma araçları, marketler gibi toplu yaşam alanlarında maske zorunlu hale geldi, maskeniz yoksa araçlara bindirmediler, marketlere almadılar.
Birden akıllar yeni buluş geldi; maske paralı olsun ama satış fiyatı 1 (Bir) TL'yi geçmesin!
Tabi o standart maske fiyatı! Şimdi bakın etrafınıza allısı, morlusu, isimlisi, imzalısı, logolusu, markalısı… her türlü fiyattan piyasada satılmaktadır. Hani 1 (Bir) TL'yi geçemezdi, nasıl fiyat kontrolü sağlayacaksın. Sağlanamadı, sağlanamaz da…
Ha birde uzmanlar tarafından virüsten korunabilmek için cerrahi, üç katlı, burun üstüne gelen kısımda tel olacak ki burun kısmındaki açık kısımdan virüs girmesin.
Takmayanları bırakın, etrafınıza şöyle bir bakın takılan maskelerin uzmanların dediği standartlara uyan maskeye rastlayabilecek misiniz, bırakın onu devletin resmi kurumlarına gittiğinizde görevliler tarafından verilen maskeler bile standartlara uygun değil.
Neden peki?
Hani bakan hanım biz maske ihracatçısı bir ülkeyiz diyor ya!
Önce maske ihracatı yasaklanıyor, sonra serbest kararı alınıyor. İhracat yapmak isteyen ihracatçı her ihraç ettiği ürün kadar ürünü devlete hibe etmek zorunda, yani bir satıyorsa birde devlete verecek. Yani devlet maske ihracatçısını haraca bağlamış durumda! DMO'ya verilen maskeler bağış olduğu için, maskenin standardına (bahşiş atın tırnağına!) bakılmıyor.
Bu arada maske üretimi yapmak için yurtdışından ve yerli makine alımlarını borçlanarak yapan… maske kumaşlarının çığ gibi yükselen fiyatlarına (salgın öncesi 2 dolar olan kumaş fiyatları 45 dolara yükseliyor, kumaş ihracatına kısıtlama olmadığı için)… 3-5 liralardan 1,30'lara kadar düşen fiyatlara (devlete hibe dahil fiyat).
Paralıdan, bedavaya sonra tekrar paralıya, serbestten açık alanda bile zorunlu takmaya, takmayana 392 liradan 3.150 TL arasında cezaya.
Temizlik… Maske… Mesafe… TAMAM'MI… anladık mı?
Maske üretimi, ücretsiz dağıtımı konusunda bu kadar planlı, programlı başarılı olan bir yönetimin koronayla mücadelede başarısız olduğu düşünülebilir mi!...
Sakın düşünmeyin bakın sizler için yeni kararlar alındı. Bugünden itibaren her yerde maske takmayan veya çenesinin altına takan, burnunu açıkta bırakana 900 TL ceza uygulanacak. Devletin verdiği maskeler bile standartlara uygun değil demeyin; yönetenlerden daha iyi mi bileceksiniz…