Marmara Denizi, jeolojik dönemler içinde özellikle Buzul Çağ dönemlerinde göle, kimi zaman da denize dönüşerek sürekli bir değişim yaşamış.
Örneğin, Miyosen döneminde (20 milyon yıl kadar önce) Marmara Denizi; Karadeniz, Hazar denizi ve Macaristan'a kadar uzanan bir iç denizle birlikte daha büyük bir denizin parçası. Denizin yakın jeolojik dönemi incelendiğinde 12 bin yıl öncesinde deniz seviyesinin -85 m olduğu ve Marmara'nın bir göl olduğu tespit edilmiş.
Marmaranın son kez denize dönüştüğü dönem 6500-7000 yıl öncesine uzanıyor. Bu dönemde Karadeniz Tufanı ile İstanbul Boğazı suyla dolunca Marmara Denizi oluşurken Marmara Denizi de göl olan Karadeniz'in su seviyesini yükseltmiş ve denize dönüşmesine aracılık etmiş.
Marmara Denizi'nin ilginç bir özelliği de orta kesiminin kıyıdan uzaklığının, 12 deniz milinden daha fazla olmasıdır. Böylece uluslararası deniz hukukuna göre bu orta kesimler Türk karasularının dışında kalmaktadır. Fakat başka herhangi bir kıyıdaş devlet bulunmadığından ve her yönde Türkiye karasuları ile kuşatılmış olduğundan dolayı Marmara Denizi'nin tamamı Türk karasuları durumundadır.
Açık denizler için öngörülen münhasır ekonomik bölge, devletin karasularındaki tam egemenliği düşünüldüğünde Marmara Denizi için mümkün değildir.
1990'lı yılların başında ilk defa görülen ve 2021'den itibaren bir çevre felaketine dönüşen müsilaj yani deniz salyası, Marmara Denizi için beka sorunu olmuş durumda.
Müsilaj, yoğun bakteriyel faaliyetler ile oluştuğu için insan ve diğer canlıların sağlığına zarar veren bir bileşen. Bu nedenle deniz salyası ile temas etmekten kaçınmak gerekir.
Gelinen noktada Marmara Denizi'nin adı 'Müsilaj Denizi' olmalı ki gerçeklerle yüzleşerek hayatta kalması sağlansın. Bu yapılmayıp, müsilaj yani deniz salyası görmezden gelinirse karaya ayak basacağı günler yakındır.
Marmara denizi dolduğu için Ege Denizi ve Karadeniz de müsilaj yani deniz salyası görülmeye, uzun bir zaman önce başladı.
Son olarak hayata geçerse 'Kanal İstanbul' projesi de müsilaj yani deniz salyası ile tanışacak.
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.