“Coşku yetmez, yol haritası gerek...” demiştik. Yozgat'ta bu sözün altını dolduran bir çıkış yaşandı. Ama bu çıkış, sadece Yozgat'a mı özgü? Yoksa bir kırılmanın habercisi mi?

Anadolu'nun tam ortasında yer alan Yozgat, uzun yıllardır sağ seçmenin kalesi olarak bilinir. Ancak geçtiğim Cumartesi günü CHP'nin mitinginde yaşananlar, bu sessiz ve temkinli yapının çatırdamaya başladığını gösterdi.

CHP lideri Özgür Özel'in mitinginden önce kürsüye çıkan bir çiftçi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “Turpun büyüğü heybede” sözlerine yerel şivesiyle gönderme yaparak  “Turp ile şalgam ile devlet idare edilmez. Adalet ile hukuk ile idare edilir.” dedi.

Bu cümle, sadece siyasi bir polemik değil; toprağa, emeğe, geçim derdine dayanan bir öfkenin kelimelere dökülmüş halidir. Tarlasında çalışan, hayvanına bakan, üretimle ayakta kalmaya çalışan çiftçilerin artık susturulamayacağını gösteren sembolik bir haykırış...

Mitingden önce Yozgat'ta yaşananlar, sıradan bir siyasi protestonun ötesindeydi. Ekrem İmamoğlu'nututuklanmasını protesto edenlere destek amacıyla,  ekipmanlarını da bağlayarak Traktörleriyle konvoy oluşturan soğan, patates, pancar  yetiştiricisi çiftçiler,  üretim araçlarıyla seslerini duyurdular. Sadece trafiği değil, vicdanı da kilitlediler.Bu eylem, siyasetten çok bir varoluş beyanıydı. “Biz buradayız, çalışıyoruz, üretiyoruz, hakkımızı da arıyoruz,” dediler. 10 çiftçiye kesilen trafik cezaların, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından ödenmesi, halkla siyaset arasındaki duvarı bir nebze olsun yakınlaştırdı. Ancak mesele yalnızca cezaları üstlenmek değil.

Bu Tepki Başka Şehirlere de Yayılır mı?

Evet, yayılabilir. Çünkü Yozgat yalnız değil. Türkiye'nin birçok ilinde üretici benzer sorunlarla boğuşuyor. Traktörüne mazot koyamayan, ürününü değerinin altında satmak zorunda kalan, geçim derdindeki çiftçi sadece Yozgat'ta değil; Kütahya'da, Burdur'da, Elazığ'da da aynı cümleleri kuruyor: “Adalet istiyoruz.”

Yozgat'ta duyulan bu ses, zamanla Anadolu'nun tamamında yankılanabilir.

CHP, özellikle Özgür Özel döneminde yeni bir iletişim dili benimsedi. Emekliye, çiftçiye, işçiye yönelik söylemler arttı. Ancak halkın beklentisi yalnızca “yanlarında durulması” değil, yarına dair net bir vizyon sunulması.

Gerçek bir seçim takvimi olmamasına rağmen C.H.P. nin bu mitinglerde halka bir geçiş süreci planı, ekonomik toparlanma yol haritası ya da anayasal reform takvimi gibi somut belgeler, vaadler sunması  meydanlardaki heyecanın kurumsal güvene dönüşmesini sağlayacağına,tepkiyi kalıcı değişime dönüştüreceğine inanıyorum.

Yozgat'ta gözlemlenen tablo, aslında bir tepki. Bu tepkiyi bir yön değişikliğine dönüştürmek için CHP'nin elini çabuk tutması gerekiyor. Halk artık konuşmak değil, çözüm duymak istiyor.

Kapsayıcı ve adil bir ekonomik kalkınma planı , Tarımda ithalata karşı yerli üreticiyi koruyan teşvik modelleri , Gençler için teknoloji odaklı istihdam projeleri , Ev hanımlarına sosyal güvence sistemleri , Emekli ve dar gelirli için sürdürülebilir yaşam politikaları ,Yargı ve basın bağımsızlığını yeniden inşa edecek anayasal revizyon önerileri .

Coşku yetmez, yol haritası gerek... Aksi halde bu mitingler, sadece geçmişe ait birer “iyi niyet gösterisi” olarak hafızalarda kalır.