BAŞKAN TRUMP VE BİLİM
Donald Trump‘ın ikinci kez başkanlığı kazandıktan sonra yaptığı ilk iş, yüksek ABD devlet borcu ve yüksek ABD federal bütçe açığını azaltmak için harekete geçmek oldu. ABD ulusal gayri safi milli hasılası -GNP -2024 yılında 29.3 trilyon dolar ve ABD devlet borcu 35,46 trilyon dolar, borcun gelire oranı ise %123 idi. Dünya GNP'si ise 2024'te 110,06 trilyon dolardı. Bu yüksek oranda bir borç idi. Ayni şekilde ABD federal bütçesi 2024'te 1,83 trilyon açık vermişti.Bu da sürdürülemez büyük bir açıktı.340 milyon nüfuslu, dünya yıllık gayri safi gelirinin % 30 ‘unu yaratan,kişi başına – per capitaincome- milli geliri89,678 dolar olan ABD için bile,ekonomik olarak sürdürülemez noktaya gelinmişti. Bu zenginliğe karşın artan iç ve dış borç ve federal bütçe açığı ve bunların getirdiği faiz yükü, yıllar içinde birikmiş bu sorunun çözümünü gerektiriyordu. Hatta hemen çözümünü gerektirir duruma gelinmişti.Acil çözüm bekleyen benzer sorunlar Türkiye'de de bulunmakta ve çözülmesi için uğraşılmaktadır.
Çözüm yolları bulunmaktadır.Bütçe açığınıazaltmak ya da kapatmak için ilk iş,harcamaları kısmaktır. Bu harcamalar yatırım ve normal bürokrasi için yapılan gündelik harcamalardır.İlk adımda bu gündelik harcamaların azaltılması gerekir.Ya da harcamaları azaltmanın yanısıra gelirleri, özellikle vergi gelirlerini arttırmak gerekir.
Dış ticaret açığının azaltılması ya da açığın tamamen kapatılması için ya azithal etmek ya da ithal ettiğinden fazla ihraç yapmak gerekir. Az ithalat, gümrük vergilerini arttırmak ya da halkı yerli ikame malları kullanmayateşvik etmek yoluyla gerçekleştirilebilir. Başkan Trump gümrük vergilerini arttırmak yolunu seçerek bu açığı azaltacağını düşünmektedir.Bu biraz da kolay olan bir seçenekti. Dış ticaret açığını azaltmak,ihraç ürünlerini daha rekabetçi fiyatlarla satmakla, böylece ihraç gelirlerini arttırmakla da olur. Düşük fiyatlar,ya devalüasyon yoluyla yüzeysel olarak yaratılabilir, bu karar bir gecede kolaylıkla alınabilir. Ya da üretim maliyetlerini düşürerek elde edilebilir. Bu seçenek temel değişiklikleri getirdiğinden çok daha kalıcıdır, fakat uygulanması zor ve uzun vadelidir.Maliyetlerin düşürülmesi girdileridaha düşük fiyata satın alarak, bu olmuyorsa alternatif daha ucuz girdiler bulunarak, üretim tekniklerinde ve pazarlama yöntemlerinde değişiklikler yapılarak kazanılır.
Bunların içinde en kolayı harcamaları kısmaktır. Bunun başında da çalışan insan miktarını azaltmak gelir. ABD'de şirketler sık sık reorganizasyonlara giderek bu değişimi sağlamaktadır. Başkan Trump, federal açıdan, bütçe açığını azaltmak, diğer bir deyişle masrafları düşürmek için,radikal bir şekilde, yeni bir departman kurdu ve başına dünyanın en zengin adamı, Tesla'nın sahibi Elon Musk'ı getirdi. Musk hızla işe girişti. Ve bazı geleneksel devlet departmanlarını kapattı ve birçok çalışanı işten çıkardı, bu operasyon devam etmektedir.Sert karar ve hareketleri nedeniyle, Musk çok eleştiriye uğradığından işine son verileceği konuşulmaktadır. Ayni benzer sorunlarla karşılaşan Türkiye'deenflasyonun indirilmesinin gereklerinden biri olan devlet harcamalarını radikal şekilde kısmak gerekiyordu. Fakat bu bir türlü mümkün olamamaktadır.
Başkan Trump'ın harcamaları kısma politikasının başında devletin araştırma kurumlarına ve üniversitelere değişik isimler altında yaptığı önemli mali katkıların ansızın durdurulması geldi. ABD'nin bugünkü ekonomik üstünlüğünün en başta gelen nedeni şimdiye kadar bilime verdiği öncelik ve onun sonuçlarından yararlanma yeteneği idi. Şimdi bu özellik hızla kaybedilmek tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Başkan Trump'ın ABD elit sınıfına karşı rahatsızlığı eskiden beri bilinmekteydi. İkinci kezbaşkan seçilmesinin hemen sonrasında New York'ta John F.Kennedy Center'de yaptığı konuşmada bu tutumunu tam olarak açığa çıkardı. Kendi düşünce ve dünya görüşünde olmayan sanatın ve sanatçıların federal bütçeden yararlanamayacağını belirtti. Böylece harcamaları kısma politikası, ayni zamanda faşist bir gelişimin ilk işaretlerini verdi.
Başkan Trump, ABD üniversite dünyasında elit bir gurup olan Ivy League Schools'a(Ivy League ABD'nin üst düzey şu üniversitelerini kapsamaktadır; Brown,Columbia, Cornell, Dartmouth, Harvard,Universityof Pennsylvania, Princeton, Yale) karşı başlattığı politika sonucunda Columbia Üniversitesi'nin almakta olduğu 400 milyon dolarlık federal devlet fon ve kontratları, 7 Mayıs 2025'te iptal edildi.Bunun nedeni Yahudi öğrencilere karşı Gazze olayları nedeniyle diğer öğrenciler tarafından yapılan karşı koyuşlarda, üniversitenin bir önlem almamasıydı.Individual Rights and Expression Foundation Başkanı, hükümet kararları danışmanı Tylar Coward bu olayı ‘' İstediğimiz gibi sıraya girin. Yoksa..'' olarak yorumladı.(Guy Chazan; Trump launches full -scaleassault on America's elite, Financial Times, 22/23.3.2025)
Columbia bu hedefte yalnız değildi. ABD Eğitim Bakanlığı 60 üniversite ve koleje gönderdiği mektupta, eğer, öğrenciler ırk ya damilliyet ve anti semitizm açısından ayrımcılığa karşı koruyan federal sivil haklar yasasına uymazlarsa,‘'potansiyel polis uygulamalarına'' tabi olacakları konusunda uyardı.Tyler Coward bu uygulamanınkonuşma özgürlüğünü kısıtlayıcı ya da federal mali kaynaktan yoksun kalıcı sonuçlar doğuracağını söyledi.
Cumhuriyetçiler bu arada Kongre'yesundukları yasa taslaklarında ABDüniversitelerine hibe edilmiş paralaravergi koymak yoluyla yeni bir gelir kaynağı yaratılmasını istediler. Chazan'a göre hem Başkan Trump hem başkan yardımcısı J.D. Vance Ivy okullarından mezun olmalarına rağmen, onların bu elit sınıfa düşmanlığı anlaşılamaz bir şeydir. Vance 2021'de yaptığı bir konuşmada ‘'üniversiteleri düşman'' ilan etmişti ve onları ‘'kendi uydurma kültürlerinin ve toplumlarının yaratıcısı''olduğunu söylemişti. Trump ve Vance için Üniversiteler kolay bir hedefti. Bu kurumlara son zamanlarda destek azalmıştı. Onlara hücum edilince arkalarında fazla halk desteği bulamayacaklardı. Onlar bundan dolayı kolay hedefti. 2015 Gallup anketinde Cumhuriyetçilerin % 56'sı yüksek düzey eğitimini destekliyordu.Bu oran 2023'de % 20'ye inmişti.
Harvard tarihçisi Jili Lepore'a görebu değişim 1970'lerde başlamıştı. Akademi,basın ve hukukun otoritesini küçümseme ve onlara aldırmama, o zamandan beri vardı ve giderek gelişti. Sağ alternatif bir medya kurmada başarılı olunmuştu.Fakat akademik ortama sağcı fikirleri sokmakta fazla başarılıolunamadı.Lepore'a göre''Trump yönetimi, istekle ve vahşetle, yıkıcı olmakta büyük beceri'' göstermektedir. Trump, CNN ve MSNBC ‘yi Demokrat Parti'nin siyasi kolu olarak görmeye başlamış veonları ‘' ahlaksız, soyguncu, yasa dışı ‘'ilan etmişti.
14 Nisan 2025 Pazartesi öğleden sonra.1976 Harvard mezunu, Harvard President'i Alan M.Garberüniversitenin Trump'ın istediklerini yerine getirmeyeceğini ilan etti.Hükümetin müdahalesinin üniversite özerkliğine aykırı olduğunu bildirdi.‘'Hangi partiden olursa olsun hükümetlerin üniversitelere ne öğretileceğini, kimleri öğrenci olarak alacaklarını, kimleri hoca olarak istihdam edeceğini, hangi alanlarda çalışmasının gerektiğini dikte edemeyeceğini'' ilan etti. İki hafta önce 9 milyar dolarlık Harvard' a verilecek federal fonunun gözden geçirilmesi sırasında, hükümet diversity– çeşitlilik- programlarının iptalini, maske takmanın sonlandırılmasını, ve Homeland Security Department'ıile ‘'tam işbirliği yapılmasını istemişti.Geçtiğimiz Cuma 11.Nisan'da hükümet, üniversiteden Filistin Öğrenci 0rganizasyonu'nu iptal etmesini, akademik açıdan çeşitlilik programlarının kontrol edilmesini ve 2023 Filistin protestosunu yapan öğrencilerin okuldan çıkarılmalarını istedi. Ayrıca üniversiteye alınacak öğrencilerin terör ve anti semitizm açısından incelenmesini ve uymayanların, eğer Üniversite'nin davranış politikalarına aykırı hareket ediyorlarsa, derhalfederal otoritelere bildirilmesini istedi. Ek olarak hocaların akademik çalışmalardan daha çokpolitik aktivitelere karıştığını bunun önlenmesini, hocaların etkinliğinin azaltılmasını,üniversite yönetiminin hükümetin isteklerine uyan kişilerin işe alınmasını sağlamasınıve Haziran 2025'te başlamak üzereher üç ayda bir, bu isteklere uyulduğunu bildiren rapor gönderilmesini istedi.(Dhruv T. Patel, Grace E.Yoon, Crimson Staff Writers; Harvard Will FightThrump'sDemands,hecrimson.com, 16.4.2025)
Garber bu talepleri kınadı, bunların birkampusta antisemitik konusunu sorgulayangayretleri kamufle edicibir manevra olduğunu belirtti.''Niyet yapıcı bir şekilde antisemitizm konusunda işbirliği içinde çalışmak değildir. Hükümetin bazı talepleri antisemitizmi önleme niyetini taşısa da çoğu istekler Harvard'daki ‘'entelektüel ortamı'' kontrol etme amacını taşımaktadır.''diye yazdı.
'95 Harvard mezunu Robert K. Hur ve William A. Buck isimli iki avukat, Harvard'ı temsilen, 14.4.2025Pazartesi günü, hükümetin taleplerini bildiren üç departman başkanına bir mektup gönderdi.Bu mektupda ‘' Ne Harvard ne de bir başka özel üniversite, kendisinin federal hükümetin emrine girmesine izin vermez. İlke olarak hükümetin şartlarıyla anlaşmayı, Harvard'ın kabul etmediğini bildiririz'' diye yazdı.
Pazartesi günü,Garber'in tepkisinin hemen ardından, Harvard hocaları ve öğrencileri Trump taleplerine direnmek üzere çok etkin bir kampanya başlatmıştı. Cumartesi günü 500'ü aşkın hoca ve öğrenci Harvard Meydanı'nda toplantı ve Garber'i hükümet taleplerini red etmekonusunda destekledi.O da Pazartesi günkü mektubunu yayınlandı. Üniversiteye karşı, Trump tarafından aylardır yürütülen küçük düşürücü propagandayatepki olarak Harvard yönetiminin en güçlü kınayıcı tepkisi, bu oldu.
Krizin bu noktaya gelmesinden önce Garberfon konusunun görüşmelerinden önce Mart ayında Center for Middle Eastern Studies'de çalışan bazılarına geçici olarak iş bıraktırdı, Harvard Divinity School'daki İsrail ve Filistin programlarını durdurdu, West Bank'taki eski bir üniversite ile ilişkisini kesti. Trump yönetimi bunları yeterli bulmadı. Durdurduğu 9 milyar dolarlıkfonların ödenmesi işaretini vermedi.
Harvard'ın tutumu Columbia'dan farklıydı. Columbia 400 milyon dolar fonunun durdurulmasından sonra, hükümetin taleplerine evet dedi.Bu nedenle de akademik çevrelerde büyük ölçüde kınandı. Buna rağmen hükümetten daha onay çıkmadı.Harvard böyle bir taviz vermedi. Kesilen fonlar karşısında en ciddi tepkiyi böylece, ülkenin en eski ve en zengin üniversitesi olanHarvard göstermiş oldu.Hükümet aldığı son kararların sonucunda, Harvard'ın hükümete karşı tutumundan dolayı, Harvard'ta yabancı öğrenci okumasıyasaklanacak ve yabancı öğrencilerden elde edilen geliri üniversitekaybedecektir(https://reut.rs./3Epegj7).Ayrıca ABD vergi dairesi Harvard'a verilmiş olan vergi ödememe ayrıcalığınıkaldırmak için faaliyete geçilmiştir (PhiLewis ; (https://www.cnn.com/2025/04/16/ politics/irs-harvard-tax-exempt-status/- index.htlm)
Harvard'ın eski President'i Lawrence H. Summers Harvard kampüsündeFilistin protestolarına yer vermesinden dolayı Gerber'i kutladı ve bütün üniversitelerin federal hükümetten gelen hukuk üstü ve kabul edilemez taleplere karşı geleceğini ümit ettiğini belirtti.
Hukuk dışı işlemler yapmak, hukukun üstünlüğüne uymamak, yargı üstünde siyasi baskılar kurmak, basın özgürlüğünü kısıtlamak, akademik dünyayı kontrol altına almaya çalışmak, demokratik yollarla iktidara gelen parti liderlerinin demokrasiden otokrasiye ya da teokrasiye geçme girişiminin işaretleri olarak yorumlanmaktadır. Bugün özgürlüklerin beşiği sayılan, demokrasinin kaynağı kabul edilen ABD'de Başkan Trump'ın üniversitelere vebilimekarşı açtığı savaş bütün insanlığı kaygılandırmaktadır. Gelişmeler bir federal bütçeaçığını kapatmak ya da dış ticaret açığını azaltmak değildir. Bunun ötesindedir. BaşkanTrump'ınotokratik bir yönetim biçimini uygulamak istemesidir.Bu davranış biçimi Faşizm'in ABD'de yeniden doğuşu mudur?Asıl endişe yaratan durum da budur.Geçmişte buna benzer olaylardan başarı ile çıkmış ABD'nin bu krizden de başarı ile çıkacağı ümit edilir. Türkiye'de de alınan bazı siyasi kararlar ayni ya da benzerdir ve büyük endişelere neden olmaktadır.
Üniversiteleri hükümet düşüncesine paralel hale getirme gayretlerinin bir sonucu olarak büyük miktarda akademisyenin ABD'yiterk etmek için hazırlandığı haberleri gazetelerde yer almaya başladı. Büyük olasılıkla bu akademisyen göçü, eğer gerçekleşirse,Avrupa, Uzak Doğu ve Avustralya'ya doğru olacaktır. Bir Fransız üniversitesiakademik göçmenlere açık olduğunu bildirince oraya kısa sürede 300 kişi müracaat etti.Bu fırsattan Türkiye de yararlanabilir.II.Dünya Harbi sırasında Alman akademisyenlerine kapısını açmış ve hatta onları saygı ve sevinçle karşılamış olan Türkiye'nin bu konuda çok başarılı deneyimleri bulunmaktadır. Bugün Türk üniversitelerinde de reform ihtiyacı bulunmaktadır. Fakat günün politik kararları bu konuda ABD'den farklı değildir.