Aktarıyorum (Mete Kozdağ
)
2025 yılı Yüksek Öğrenim Sınavı yani üniversiteye giriş sınavı geçen hafta sonu yapıldı ve 2 milyon 560 bin 640 öğrenci, sınava girdi.
Üniversite sınavı, her yıl milyonlarca öğrenci ve gencin adeta kaderini belirliyor.
Bununla beraber her yıl olduğu gibi bu yıl da sınava türlü sebepler dolayısıyla geç kalan öğrencilerin görüntüleri basında geniş yer aldı.
Kimisi kimliğini unuttu, kimisi trafik nedeniyle geç kaldı kimisi de sınav kılavuzunda yer alan takı yönetmeliği nedeniyle küpelerini çıkaramadığı için sınava giremedi.
Aylarca çalışıp 2 güne yayılan bir sınava girmeleri, başlı başına stres teşkil ederken sınav salonuna bir dakika dahi geç kalmak, öğrencilerin sınava girmelerini engelliyor.
Eğitimci Maksut Balmuk ile Psikolog ve Eğitim Koçu Oğuzhan Acar'ın, bu konuda Odatv'ye yaptığı açıklamaları aktarıyorum ...
Maksut Balmuk, bu durumu "sınava girecek öğrenci sayısının fazla olması ve meslek seçiminde bölümlerin artık kısıtlı olması" gibi gerekçelere bağlıyor. Bu durumun, gençlerin vurdumduymazlığından kaynaklanmadığını belirten Balmuk, gençler arasında var olan "Okusam ne olacak? Okuyanlar işsiz ya da asgari ücrete çalışıyor, çalışmadan para kazananlar var" yönündeki algıların gittikçe arttığına dikkat çekti.
Küpesini çıkaramadığı için sınava alınmayan genci örnek gösteren Balmuk, "O psikolojik baskı dahi o gencin başarısız olması için yeterli" dedi. Öğrencilerle beraber öğretmenlerin de bu tarz muameleye maruz kaldığını ifade eden Balmuk, öğretmenlerin sınav görevinden kaçar duruma geldiğini belirtti. Maksut Balmuk, sınav ücretlerinin de yaşanılan streste önemli olduğunu; bunun, 2024 yılı ile kıyaslandığında sınava giren aday sayısının 500 bin azalmasında rol oynadığını söyledi. Psikolog ve Eğitim Koçu Oğuzhan Acar da sınav stresinin ana faktör olduğunu vurguluyor. Sürecin uzun olmasının, yorgunluk ve kaygıyı öğrencinin omuzlarına yüklediğini belirten Acar, öğrenciler arasında son dönemde yaygınlaşan "overthink" (aşırı düşünme) kavramına dikkat çekiyor. Acar, habercilikte kullanılan dilin ve görsel unsurların da öğrencilerin üzerinde olumsuz etki bıraktığını vurguluyor. Özellikle vatandaş gazeteciliğinin daha da yaygınlaşmasıyla birlikte, sınava geç gelen öğrencilerin gazeteci olmayan bireyler tarafından telefonla kayıt altına alınması ve yaşadıkları durumun haberleştirilmesi yaşadıkları psikolojik tahribatı katbekat daha zorlu hale getirdiğine dikkat çekti. Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.
Bu yazı 40 defa okundu.