Gerekmedikçe benim için değersiz hiç kimseye yanıt vermem. Polemiklerden beslenen kişilerle diyaloğa girmem.
İnsanlara ders vermek için uzaklaşmam. Ben, dersimi almak için uzaklaşırım.
Sorgulamanın önemine çok inanırım.
Einstein, “Evrende en büyük ziyan, sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir” diyor.
X X X
Dedikodu, acizliktir.
Düzeysizliğin en belirgin göstergesidir. Dedikoduya gülüp geçin ya da Bernard Shaw'ın şu sözünü düşünün:
“İnsanlar, seviyelerinin seninle konuşmaya yetmeyeceğini anladıkları için arkandan konuşmaya başlarlar. Keyfini çıkar.”
X X X
Kendini çok akıllı sanıp, seni aptal yerine koyan insanlar beni çok güldürüyor.
İşte o zaman aklıma hemen Charlie Chaplin'in şu sözü geliyor:
“Birisi karşında akıllıyı mı oynuyor? Sen aptalı oyna! Sonra gerçek aptalı keyifle seyret!”
X X X
Mutluluk çok göreceli bir kavram. Aslında çoğu kez de fazla uzağımızda değil. Ama onu görmek ve yakalamak gerekir.
Tolstoy, “Mutluluk, yaşadığın hayatta değil, hayata bakış tarzındadır” diyor.
X X X
Koltuklarını kaybetmekten çok korkanlar kadar acı çeken insanlar yoktur.
Oysa koltukları, aciz duruma düşmeden bırakmak gerekir.
Koltuklarını kaybetmekten çok korkanlar kadar acı çeken insanlar yoktur.
Oysa koltukları, aciz duruma düşmeden bırakmak gerekir.
Victor Hugo, “Yeri vakti geldiğinde terk etmeyi bilmek, gerçek olgunluktur. Sadece acizler kalmakta ısrar eder” diyor.
Tolstoy ise şu değerlendirmede bulunuyor:
“Belki de her şeyi kabullenip hayatı akışına bırakmak gerekir
Zorlamak bazen çözüm değildir
Ve zorla olan hiçbir şey güzel değildir”
X X X
Türkçeyi hepimiz iyi kullanmalıyız.
Ancak nerede?
Kendilerini köşe yazarı sanan, üstelik Türkçe eğitimi alıp, bu eğitimi verdiklerini öne sürenlerin bile yazım kuralları konusunda “felaket” durumda olduklarını görüp, üzülüyorum.
Aklıma, Bandırma Şehit Mehmet Günenç Lisesi mezunu, uluslararası düzeyde tanınan şair-yazar Ayten Mutlu'nun dile getirdiği şu anı geliyor:
“Yıl 2011. Sırbistan Novi Sad Şiir Festivali'ne davet edilen ilk Türk şairiymişim.
Şiir okumak için çıktığımda şiirlerimi İngilizce ve Sırpça olarak seslendirmeye başladım.
İzleyenlerden, ‘Biz, Türkçeyi hiç duymadık. Şiirlerinizi Türkçe okur musunuz?' diye istek geldi.
Okudum.
Dinmeyen alkışlar…
Ardından Türkçenin ne kadar melodik bir dil olduğuna, adeta bir şarkı gibi dinlediklerine dair yorumlar geldi.
Şiirlerimi bir kez daha Türkçe seslendirmemi istediler.
Türkçemle bir kez daha gurur duyduğum o festivali hiç unutamam.”
Bu anıya şu değerlendirmemi eklemek isterim:
Kaç dil bilirseniz bilin, “Lambada titreyen alev üşüyor” dizesindeki hissiyatı tercüme etmek mümkün değildir.
İşte Türkçenin gücü!
X X X
Söz şiirin gücünden açıldı.
En zor edebiyat dallarının başındadır, şiir.
Maksim Gorki, “Bilim, aklın şiiridir; şiir de yüreğin bilimidir” diyor.
X X X
Gerçek bir şiiri dinlerken, insan yaşamın gücünü ve önemini hissediyor.
Sigmund Freud, “İnsan, öleceğini bilerek yaşamıyor. Yaşayacağını sanarak ölüyor” diyor.
Onun için bol şiir okuyun ve dinleyin.
Shakespeare'nin dizelerini de düşünün:
“Hayat bir sevdadır
Onu yaşa
Hayat bir şarkıdır
Ona eşlik et”