ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

10.07.2025

“Sokaklar, Sandıklar ve Sessiz Çoğunluk”

Türkiye siyasetinde zaman zaman ses yükselir, tonda sertleşme olur ama bazı sözler vardır ki; onlar sadece güncel polemik değil, ülkenin demokrasi iklimine dair ipuçları taşır.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, CHP lideri Özgür Özel'e yönelttiği “Sokak sokak gez de görelim!” çıkışı da böyle bir dönemin yansımasıdır.
Bu söz, sokakta varlık göstermekle siyasal meşruiyet kurmak arasında bağ kurma çabasıdır. Ama unutulmamalıdır ki sokak, sadece sloganların değil; sessiz çoğunluğun, ezilenin, işsiz gencin, öğrencinin, görevden alınan başkanın da alanıdır. Sokakta olmak, sadece görünmek değil, duymak da gerektirir.
Bugün Türkiye'nin sokaklarında; görevinden alınmış ya da tutuklanmış belediye başkanlarının yankısı, halkın iradesine rağmen yapılan kayyım atamalarının gölgesi dolaşıyor.
Özgür Özel'in Bahçeli'nin meydan okumasına karşı verdiği yanıtlar, ilk anlarda temkinli bir nezaket dili taşısa da, son açıklamalar bu çizginin değiştiğini açıkça gösteriyor.
Artık Özel, hem Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hem de Bahçeli'ye karşı çok daha doğrudan ve cesur çıkışlar yapıyor.
“Seninle mücadele etmek boynumun borcudur” ifadesi; sadece CHP seçmenine değil, tüm topluma verilen net bir mesajdır:
“Artık geri adım değil, ileri yürüyüş zamanı.”
Bu çıkışlar, halkın beklediği netlik ve sahicilik duygusunu güçlendirmekte; muhalefet liderliğini yeniden tanımlayan bir hat oluşturmaktadır.
Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da Özel'e yüklenerek, “sandık da sandık deyip duruyorlar” demesi, yeni bir gerilimi daha gün yüzüne çıkardı. Çünkü 31 Mart 2024'te sandık zaten konuştu.
CHP, Türkiye'nin birinci partisi oldu. AK Parti ise tarihinde ilk kez ikinci sıraya geriledi.
Bu sonuç, sistemin tabiatı gereği yürütmeyi değiştirmese de, halkın eğilimini ortaya koyan güçlü bir iradeyi temsil ediyor.
Ancak Erdoğan'ın bu tabloya rağmen “erken seçim yok” diyerek sert bir dille kapıyı kapatması, iktidarın sandığın verdiği mesajı duymakta isteksiz olduğu izlenimini güçlendiriyor.
Oysa aynı Erdoğan, yıllar boyunca sandığı en kutsal siyasi araç olarak savunmuş; “vesayete karşı halk iradesi”, “millet ne derse o olur” söylemleriyle siyasetini güçlendirmişti.
Bugün ise sandık çağrısını “teatral bulduğunu” söylemesi, o eski çizgiden uzaklaştığını düşündürüyor.
Buradaki çelişki gözden kaçmıyor:
Sandık, bir zamanlar iktidarı meşrulaştıran bir değerken, şimdi iktidarı zorlayan bir mekanizma olduğunda anlamını yitirmeye başlıyor.
Bu da toplumda, “sandık sadece güç kazandırdığı sürece mi önemlidir?” sorusunu gündeme taşıyor.
Demokrasi, sadece seçim gecesi açılan sandıklardan ibaret değildir. Demokrasi aynı zamanda;
• Seçilmişlerin görevine saygıdır,
• Muhalefetin denetim hakkına alan tanımaktır,
• Meclis çoğunluğu olmasa da toplumsal çoğunluğu gözetmektir.
Özgür Özel'in yükselen söylemi, bu açılardan yeni bir siyasal dönemin habercisi olabilir. Ancak bu duruşun sürdürülebilir olması için hem net hem de kapsayıcı bir liderlik sergilenmeli; her sokakta, her sandıkta aynı tutarlılıkla var olunmalıdır.
Bahçeli'nin meydan okumasına karşı verilecek cevap; “biz zaten sokaktayız”, Erdoğan'ın sandık çıkışlarına karşı ise; “millet zaten karar verdi” olmalıdır.
Çünkü unutulmamalıdır:
Sandık bir çağrı değil, bir cevaptır.
Ve bu cevabı, millet çoktan vermiştir.
 
09.07.2025
Necdet Aytekin

Bu yazı 166 defa okundu.


Yorumlar


Ad Soyad E-Mail
GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans