22.07.2020
EĞİTİM YOKSA ŞİDDET VAR!
1 Ağustos 2014
İstanbul Sözleşmesi Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Bu tarihten itibaren devlet aile içindeki şiddete karşı daha çok sorumluluk alarak şiddetin azaltılmasını sağlamaya çalıştı. Kadını koruyan kanunlar ve sözleşmelere rağmen o tarihten bu yana en az 1954 kadını daha cinayetlere kurban verdik. İstanbul Sözleşmesi'ni uygularken kolluk, yargı, eğitim kısacası bütün mekanizmaların birlikte ve eksiksiz çalışması gerekirken her bir kurumun uygulamada yaptıkları hatalar bir kadının daha ölmesine yol açtı. Gururla her mecrada var oluşundan bahsettiğimiz İstanbul Sözleşmesi'ni tam anlamıyla uygulayacak ve denetleyecek mekanizmaları ve eğitim ayağını es geçerek eksik bıraktık. Gerek çocuk istismarının gerekse kadına yönelik şiddetin önlenmesinde eğitim kurumlarının müfredatlarına toplumsal cinsiyet eşitliği derslerini eklediğimiz zaman hem şiddeti hem de istismarı toplumun ve ailenin içinden söküp atmış olacağız. Eğitim sadece çocuğu yetiştirirken değil
kurumlarda kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı vakaları ile çalışan personelin yetiştirilmesi anlamında da çok kıymetlidir. Çünkü “İki gün sonra barışırsınız, bu gece git bir akrabanda kal!” diyen ve tutanak dahi tutmayan, kadının ifadesindeki cümlelerini “Hukuka uygun yazıyorum” diyerek değiştiren kolluktan başlayarak, iki kardeşin istismarında; örtüşen ifadelerine rağmen soruşturma safhasında bir tutuklama kararı dahi çıkarmayan yargıya kadar bütün mekanizmalar içerisinde yer alan kişilerin liyakatlı ve donanımlı olmaları çok önemli. Elbette ki bu tespitler işini son derece hassasiyetle yapan kişiler için geçerli değildir. Onları tenzih eder, yaptıkları işe duydukları saygıdan dolayı teşekkür ederim. Bunun gibi aksaklıklardan olsa gerek, insanların adalete bir an önce ulaşmak için medyada kendilerinin veya çocuklarının özel hayatlarının gizliliğini yok sayarak kanal kanal dolaştıkları bir süreci yaşamaktayız.
İstediğimiz kadar yasa yapalım, istediğimiz kadar sözleşmelere imzacı olalım toplumu, kırılgan ve hassas gruplarla çalışacak personeli eğitemiyorsak, takip ve denetimini yapamıyorsak hiçbir anlamı yoktur.
Toplumda değişim ve dönüşümün yaratılabilmesi için eğitim sistemi acilen toplumsal cinsiyet eşitliği ekseninde yeniden düzenlenmelidir.
Bir kadını veya bir çocuğu daha kaybetmemek için İstanbul Sözleşmesi uygulansın çünkü İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR!
Bu yazı 532 defa okundu.
