Rahmetli ninem, ninelerimiz ve dedelerimiz ömürlerinin sonuna doğru yaklaştıklarını bilirlerdi. O nedenle dinine, ibadetine daha bir sarılırlardı.
Annelerimiz, babalarımız da aynı duygularla yaşadılar.
Birçoğunun bu dünyadaki yaşamları sona erdi.
Hepsine rahmet dilerim. Yaşayanlara sağlıklı ve huzurlu bir ömür sürmelerini isterim.
İnandıkları, peşinden koştukları dinini tam öğrenemeden, okumadan, okusa da anlamını kavramadan, ne yapacağını, ne
kadar yapacağını bilmeden ibadetlerini yapmaya çalıştılar.
Saçının bir zülfü, teli görünecek diye ödleri koptu. Korku, panik içinde örtünme telaşı yaşadılar. Halbuki Kuran'da Nur Süresi 30. Ayette erkeklere, 31. Ayette kadınlara sesleniliyor. Ortak söylem şu ; ‘'…….gözlerini harama dikmesinler, bakmasınlar…….'' . Saç örtmekle ilgili bir ifade yok. ‘'…… ziynetlerini, edep yerlerini göstermesinler……..'' söylemi var. Kadını tamamen örten, bohçalayan erkek egemen anlayıştır.
Sözü evirip- çevirip kadını baskı altına alan anlayış, gözlerini harama diken, hatta harama batan erkeğe ses çıkarmıyor. Kadını
suçlu ilan ediyor. Dediğimiz gibi Yüce Allah önce erkeğe, sonra kadına seslendiği halde.
Nur Suresi 60. ayet de çok anlaşılır biçimde şöyle söylüyor. Bu da Allah kelamı (sözü) ;
‘'Bir nikah ümidi kalmayan, çocuktan kesilmiş, yaşlı kadınların ise, ziynetlerini yabancı erkeklere göstermeksizin dış giysilerini çıkarmalarında bir vebal (sorumluluk) yoktur. Yine de iffetli olmaları kendileri için daha hayırlıdır………….''
Hiçbir din görevlisi bunu dile getirmiyor, anlatmıyor. Sürekli korku salıyorlar. Yaşlı başlı ninecikleri rahatlatan bir söz, bir yazı duymadık, okumadık. 60. ayet Allah sözü değil mi? Ömrünün sonuna gelmiş, bir ayağı çukurda denilen insanları korkutmaktan umulan nedir? Din pazarlayıp, çıkar elde etmek mi?
İnandığı dinini, dininin kitabını kuran kursuna giderek, Arap Alfabesi ile okumak, anlamak için yeterli olmadığı görülüyor.
Kuran-ı Kerim'in en kısa suresi, Kevser Suresi'dir. Üç ayet olan bu surenin Arapça'sı şöyledir.
1. İnna a'taynakel kevser
2. Fe salli li rabbike venhar
3. İnne şanieke hüvel'ebter
Namazda en çok okunan, en kısa surelerden biri bu kevser suresidir. Bizim insanımız bu sureyi okuduğunda bir şey anlıyor
mu? Hayır. Anlamını bilmeden okumak olur mu? Ona okumak denir mi?
Okumak anlamak için yapılır.
Kevser suresinin anlamı ;
1- Şüphesiz biz sana kevseri verdik.
2- Rabbin için namaz kıl, kurban kes
3- Doğrusu sana kin besleyen, soyu kesik olanın ta kendisidir.
Burada da görüldüğü gibi Kuran surelerinin Türkçe'sini okuduğumuz zaman, inananlara ne dendiğini anlarız. Arapça'sını
okuduğumuzda anlayamayız. Anlamadan okumuş oluruz. Uzun yıllar imamlık yapmış birine sordum, o bile bilmiyordu.
Allah diyor ki, anlayarak okuyun…..
****
Büyük Atatürk, yurdumuzu düşman işgalinden kurtarıp, yepyeni bir devlet kurmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin artık en
önemli görevi, ‘'cehaletle savaşı'' kazanmak gerektiğini söyler.
- Yıkılmış, yakılmış Anadolu'yu acil olarak tamir etmek.
- Birçok erkeğini savaşlarda yitirmiş, dul kadınların ve öksüz çocukların elinden tutmak.
- Ülkenin ihtiyacı olan temel gıda ve ihtiyaç maddelerini gaz, tuz, bez, şeker vb. temin etmek.
- Durmuş olan tarımsal üretimi canlandırmak.
- Ulaştırmayı, haberleştirmeyi, okullaşmayı, sağlığı ve de iç ve dış güvenliği sağlamak
- Yeni iş alanları yaratmak.
Yanında ;
İnandığı dinini de anlayarak, okuyarak, öğrenerek bilinçli inanması için Kuran-ı Kerim'i kendi dilimize, Türkçe'mize çevirtmiştir.
Elmalılı Hamdi Yazır çevirisinin hala en muteber çeviri olduğu ve ilahiyat fakültelerinin bir numaralı başvuru kaynağı olduğu
belirtilmektedir.
Yüce dinimizin daha iyi öğrenilmesi için, önce cuma hutbeleri Türkçe'leştirilmiş, daha sonra namaza çağrı olan ezan Türkçe okutulmuş, en son olarak da Kuran Türkçe'ye çevrilmiştir. Bu reformcu hareketin önü kesilmese, durdurulmasa belki de namaz ve diğer ibadetler de Türkçe yapılabilecekti.
İnanan anlayarak inanacaktı. Okuyan okuduğunu anlayacaktı.
Olmadı, oldurmadılar. Geçimini dinden sağlayanlar, din pazarlamacıları engelledi. Dinimizi siyasi kazanç için kullananlar engelledi. Halkımız büyük bir karanlığın içinde bırakıldı.
Ben Kuran'ın Türkçe'sini okumasaydım, Nur Suresi 60. Ayeti nasıl öğrenecektim. Yazık ninelerimize, annelerimize, kadınlarımıza. Kuran'ın dinine göre değil, maksatlı eklemelerle oluşturulan din nedeniyle sıkıntı çekiyorlar.
Nur suresi 60. Ayeti okuyunca, boşu boşuna sıkıntılı bir yaşam süren yaşlı kadınlarımıza üzülmüşümdür.