Akdeniz'in suları ısınıyor !
Doğu Akdeniz'de Mısır,İsrail ve Yunanistan anlaşması….
Mavi Vatan deniz altında enerji arayışları sürüyor….
Akdeniz'de Libya ile işbirliği….( Libya iç savaş derdinde.)
Yunanistan adalara asker çıkardı…
Lozan Anlaşması geçerlidir.
Benzer haberler günlerdir ilk haber olarak veriliyor.

****
Her ülke gibi biz de, kendi topraklarımızda, kendi denizlerimizde ve kendi hakkımız olan her yerde ulusal sıkarlarımız için uğraşı veririz, vermeliyiz.
Ulusal çıkarlarımız için, vatan için can da veririz, kan da dökeriz.
Dünya da bunu bilir. Ama bu işleri görüşmeler yoluyla, uzlaşma yollarını sonuna kadar kullanarak yapmak gerekir. Sabırlı ve akıllı olmalıyız. Tehditkar tavırlar, girişimler bize de karşı ülkelere de bir şey kazandırmaz.
Dünya'nın göbeğinde, orta kuşağında, yaşam koşullarına en uygun coğrafyada, Akdeniz çevresi ülkeler dostluk ilişkileri içinde  sorunlarını çözebilmelidir. Bir zamanlar Akdeniz Oyunları adı ile kıyısı ülkelerin katıldığı olimpiyatlar yapılırdı. Ne oldu da yapılamıyor? Adı bile anılmıyor. Yoksa dünyanın büyük patronları
(emperyalizm) yapmayın mı dediler?
Bizim; Yunanistan, Arnavutluk, İtalya Fransa, İspanya, Cezayir, Tunus, Malta, Mısır, İsrail, Suriye ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile dost kalmamızı istemeyen güçler mi var?
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında, Libya iç savaşta boğuşuyor. Tunus sıkıntılı dönemler yaşadı. Mısır'da albaylar yine iş başında. Suriye'nin aldığı yaraları hiçbir ülke almadı. Suriye harabeye döndü. Bir tek İsrail rahat.
Şimdi sıra bizde mi diye endişeliyim. Emperyal güçlerin yüz yıl önce uyguladığı Yunan'ı destekleyerek, bizim üzerimize saldırtma oyunu yineleniyor sanki.
Atatürk'ün söylemiyle ‘' zorunluluk yoksa savaş cinayettir.''
sözündeki gibi savaşı zorlayanlara değil, barışı zorlayanlara kulak vermeliyiz.
Savaş olursa binlerce mehmetcik, binlerce halk çocuğu Akdeniz'in soğuk sularına gömülecekse, ekonomimiz savaş ekonomisine dönecekse, bırakın doğal gaz da, petrol de durdukları yerde dursun. Haklarımız diplomatik yollardan aransın. Barışı daima istemeliyiz.
Savaşa karşı durmak, yurtseverliğin gereğidir. Koronavirüs salgını nedeniyle okulları açamıyoruz. Çocuklarımızın geleceği kararmasın diye fakir-fukara çocuklarının internet erişimini, bilgisayar ihtiyacını karşılamak varken, küçük esnafımızın ihtiyaçları dururken, geçim sıkıntısı çekenler unutulup silahlanmaya ayrılacak parayı düşünmeliyiz.
****
Daha önceki bir yazımda da belirtmiştim. Yunanistan'ın Gümülcine ve İskeçe illerindeki Türk soydaşlarımızın çocukları için Lozan Anlaşması gereği, Türkiye tarafından görevlendirilip orada öğretmenlik yapmıştım.
İlk yıl çalıştığım Rum öğretmen, şimdi iktidardaki Yeni Demokrasi Partisi (ND) yanlısı idi. İkinci yıl çalıştığım öğretmen sosyal demokrat PASOK yanlısıydı. Üye olup olmadıklarını sormadım ama partilerini açık açık söylüyorlardı.
Sağcı Yeni Demokrasi yanlısı öğretmen sık sık benimle tartışacak konular açardı. Konuşur tartışırdık. Türkiye'yi hep eleştirir, kusur arardı. Fanatik bir Türkiye düşmanı idi. Ben de hep ona cevap yetiştirir, hiç geri durmaz, ülkemi korumaya çalışırdım. Orada gerçek milliyetçi olduğumu fark ettim.
Sosyal demokrat ikinci öğretmen hiç böyle konuları açmadığı gibi, Türk komşularından ne kadar iyilikler gördüğünü zaman zaman anlatırdı. Hatta bana ‘'Ekrem Türkiye'de şimdi cunta var, (Kenan Evren zamanıydı) cuntanın ne olduğunu biliriz. Biz de albaylar cuntasını yaşadık. Bunlar USA patentlidir. Aman rast gele yerlerde konuşmalarına dikkat et. Seni buradan bile aldırtır hapse atarlar'' diye beni dostça uyarırdı.

Şimdi Yunanistan'daki sağcı hükümet Akdeniz'de saldırganlık yaparken, Yunan sol partileri SRİZA, PASOK devamı parti ve Yunanistan Komünist Partisi (KKE) savaş çığırtkanlığına karşı duruyorlar. ‘' Türk ve Yunan halklarının savaşmakta bir yararı yoktur'' diyorlar.
Doğru söylüyorlar. Sorunlar görüşmelerle, müzakerelerle, diplomatik yollarla çözülmelidir. Savaş emperyalizmin Türkiye'yi bölme oyunudur.
Lozan Anlaşması geçerlidir. Lozan temeline göre sorunlar giderilebilir.
****
USA yani ABD emperyalizmi Yunan'ı bize karşı kışkırtıp Akdeniz'de bir savaş çıkartmaya çalışıyor. Akdeniz ve Ege Dünya turizm merkezi olma potansiyeli vardır. Kıyı ülkelerinin turizm gelirlerini paylaşması dururken, silahlanma ve savaşa bütçe ayırmak cinayettir.
Ulusal çıkarlarımızdan vazgeçilmesini kimse isteyemez. Ama savaş tuzağını da unutmamalıyız. Amerikan-İngiliz-Fransız
emperyalistlerinin oyununu bozmak tam bir yurtseverliktir.
Bizim ‘'Yurtta barış, dünyada barış'' ana ilkemizdir.
Komşularımızla dostluk ilişkilerimizi geliştirmeliyiz. Güven vermeliyiz. Savaşa karşı durmalıyız. Barışı savunanlara destek olmalıyız.
Gönencimiz (refahımız) ancak böyle gelişir…..

Bu yazı 589 defa okundu.

Ad Soyad E-Mail