Spor-Futbol siyasetten bağımsız düşünülemeyeceği, siyasetin sporu-futbolu kontrol altında tuttuğu bir ortamda ‘Temiz eller operasyonu' değil hiçbir şey yapılamaz. Kazara öyle bir şey yapılmaya kalkılsa siyasete de sirayet edeceği endişesiyle konuşulan konuşulduğuyla kalır.
Kim yapacak ‘Temiz eller operasyonunu' yürütmenin emrine girmiş yargı kurumu mu?
Yıllardır hep tanıklık edilir, biri çıkar ‘bildiklerimi açıklarsam, yer yerinden oynar' açıkla oynasın! Veya ‘konuşursam kıyamet kopar' konuş öyleyse kopacaksa kopsun kıyamet!
Şimdiye kadar onlarca bunu diyenler çıktı; ne söyledi, ne konuştu ve de yer yerinden oynamadı, kıyamet de kopmadı!
Peki nereden çıktı bu futbolda ‘Temiz eller operasyonu' başlasın muhabbeti.
Bugüne kadar futbolun ‘şeytanı' olarak bilinen eski futbolcu, şimdinin futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen'in Pazar günü NTV'de futbol dünyasındaki bazı isimler İbrahim Seten, İsmail Er, Rasim Ozan Kütahyalı ile ilgili geçmişe dönük (2013 tarihli paylaşımlar, 17/25 Aralık miladından önce!) sosyal medya paylaşımlarını göstererek bakın bunlar FETÖ'CÜ.
Anlaşıldı tamam onlar FETÖ'CÜ de, neden bugün? Kafaların arkasındaki niyet nedir? Mesele bazı isimlerin FETÖ'CÜ olması mı, yoksa hesaplar başka mı?
Galiba hesaplar başka! Kısa bir özet yapalım, sonra neden bugün olduğuna bakalım.
Lig başlamadan, MHK Başkanı Zekeriya Alp ve yönetimi istifa etti. Yeni MHK konuşulmaya başlandı, bazı isimler konuşuldu ve şimdiki başkan Serdar Tatlı'nın daha seçilmeden seçileceği iddia edildi. Serdar Tatlı'yı da FB'nin şampiyon olması için Rıdvan Dilmen'in istediği seçtirebileceği etki-gücü konuşuldu, yazıldı. Ve hakikaten Serdar Tatlı MHK başkanı oldu, yeni MHK yönetimi seçildi.
Serdar Tatlı'ya yakınlık iddialarına karşılık; tamam, yakınım, arkadaşım ama bakın iki haftadaki yaşanan olaylara diyor. Demek ki ilk iki hafta istediği gibi geçmemiş, gelecek haftalar endişesini artırmış olmalı; ne olmasını istedi de, olmadıysa!
Bazı spor yazarları da sezonun adı Rıdvan Dilmen sezonu olsun diye yazılar yazdı.
Ve derken Rıdvan Dilmen sezonun ilk haftasında bir hafta sonrasına randevu vererek haftaya bazı isimlerle ilgili çok önemli bilgiler açıklayacağını kamuoyuna ilan ederek, beklentileri oldukça yükseltti. Pazar günü de futbol pozisyonu yorumlar gibi ekrana yansıttığı geçmiş tarihe yönelik adı geçen isimlerle ilgili FÖTÖ'cülük suçlamalarını yaptı.
Deyim yerindeyse; Futbol camiasında kıyamet koptu! Bakmayın gürültüye, patırtıya, temiz eller memiz eller denmesine hiçbir şey olmaz; yıllardır oynan senaryo aynen devam eder.
Şimdi Rıdvan Dilmen gündeme getirdiği bu iddiaları bugünlerde yeni öğrenmiş olamaz. Bugün iddia ettiklerini yılladır biliyordur, o halde yıllardır susup niye bugün bunları gündem yapıyor. Ne oldu da bir anda temizlik timsahı oldu.
İddia ettiği isimler FÖTÖ'CÜ de olabilir. Zaten bunlar kamuoyunun bildiği konular.
Rıdvan Dilmen konuşmalarında sıkça CB Erdoğan'a olan yakınlığından bahsediyor, ona olan yakınlığının gururunu paylaşmaktan çekinmiyor. Övgüler düzdüğü siyasi kadroların aynı tarihlerde FETÖ'ye düzdüğü methiyelerden hiç bahsetmiyor.
Cumhurbaşkanı üzerinden ‘'FETÖ sevicisi İsmail Er. Senin gibi adamlar hapishanede şimdi. Sn Bakan, bu arkadaş sizi o makama getiren Sn Cumhurbaşkanına hakaret eden adam, dalga geçen adam…'' CB Erdoğan'a mektup yazarak, bakanı göreve davet ediyor.
Sonuç olarak Rıdvan Dilmen bu iddialarını neden daha sezonun ikinci haftasında gündeme taşıdı. FETÖ'YE karşı olduğu, mücadele edilmesini istediği için mi, iyi, güzel, aferin; o halde neden bugüne kadar sustun sorusu yerinde bir soru olmaz mı?
Futbol çok kirlendi, temiz eller operasyonu olsun temizlensin. Tamam o da çok güzel bir istek, hangi ellerle olacaksa olsun, temizlensin.
İyi de, futbolda kirlenme sadece bu mu? başka türlü kirlenmeler yok mu? Mesela; siyasetle iç içe geçen TFF yönetimleri, tamamen siyasetin, sermayenin, iş dünyasının kontrol ettiği futbol. TFF de ki dönen dolaplar, izah edilemeyen harcamalar, hakem atamaları, disiplin cezaları…
Daha onlarca iddialar var. FETÖ ile mücadele edilsin tamamda... Ya diğer iddialar onlar futbolu kirletmiyor, seni rahatsız etmiyor mu?
Doğal olarak bugüne kadar susup, yeni olmayan konular üzerinden gündem yaratmanın altında bir hinlik, projeye dönük bir eylem, bu işte bir şeytanlık düşünülmesi kamuoyunun hakkı değil mi…?
CB Erdoğan'ın kendi kurduğum (Medipol Başakşehir) takımımın başarılı olmasını isterim dediği, o takımın malum yöntemlerle şampiyon olduğu… Türkiye'nin en çok ihale alan 5 firmadan birinin sahibi Nihat Özdemir'in TFF Başkanı yapıldığı… TFF kurullarının tamamının iktidar üyelerinde oluştuğu… Ve de, objektif spor adamlığından daha çok ait olduğu kulübün taraftar kimliğiyle yorumculuk yapan, siyasetçiye yakınlığını övünç vesilesi olarak görenlerin ‘Temiz eller operasyonu' yerine getirilebilir masum bir istek olabilir mi…?
Bu yazı 447 defa okundu.