O zamanlarda bunun etik ve ahlâki açıdan mümkün olamayacağını söylediğimi hatırlıyorum. Ancak yine de pek çok kişi bu hayalin peşinden gitmeyi tercih etmişti.
Sosyokültürel boyutları ve sonuçları belli olmayan bu masalın ülkelerin başına yeni etik sorunlar açması olasıydı. Belli ki teknoloji ve iletişimde yaşanan gelişmeler siyasetçileri heyecanlandırmış ve böyle bir ilginç fikir ortaya atmışlardı. (Bunu her zaman yapmayı seviyorlar sanırım)
Globalleşmenin ortaya çıkışı batı kültürü ve batı dünyasına dayanıyordu. Yani küresel hale getirilecek olan ve istenen batının değerleri ve fikirleriydi. Batı bir kez daha doğu dünyasını bu kez farklı koşullarda nüfuzu altına almayı amaçlamıştı.
Elbette bu konuda itiraz edenler de vardı ve sayıları azımsanmayacak ölçüdeydi.
Oysa bilinmiyordu ki, karşı çıkmanın pek bir mantığı yoktu. Çünkü ekonomik ve teknolojik anlamda küreselleşme kendi oluşumunu çoktan tamamlamıştı. Farklı alanlarda faaliyet gösteren General Motors, Shell, Microsoft, Apple gibi kurumların güçlü hale gelmiş varlıkları, küreselleşme boyutunun teknoloji ve endüstri ayağını çoktan tamamlamışlardı.
Şimdilerde bu globalleşme kavramından bahseden pek yok. Belli ki işlerliği olmayacağı anlaşılınca şimdilik rafa kaldırıldı. Ancak bir zaman sonra yeniden gündeme yerleşirse hiç şaşırmam. Çünkü arkasında çok da olumlu olmayan hedefler barındıran globelleşmeden batı dünyası vazgeçecek gibi görünmüyor.
Güneşin doğudan yükseldiği topraklarda batıya alternatif “know-what” (gerçekler), “know-why” (bilim), “know-who” (networking) ya da “know-how” (bir şeylerin nasıl yapılacağına ilişkin pratik bilgi) kültürü oluşturulamaması sebebiyle henüz emekleme evresinde kalmış, taklitten öteye geçemeyen bir gelişmenin varlığı hazin bir sonuçtur. Globelleşme, fikirlerin ve duyguların ortak bir paydada buluşması ve birbirinden uzak kalmamış, ayrı düşmemiş hedefler sayesinde gerçekleştirilebilirdi. Doğu ve batı diye ayırmadan tek bir dünyada yaşadığımızın ülküsü ile hareket edebilirsek, şimdilik hayalde kalmış bu düşüncenin gerçekleşeceğine inancımı halen koruyorum.