Türkiye nüfusunun nerdeyse yüzde 20'sinin yaşadığı, korona vakalarının yüzde 40'na yakının görüldüğü İstanbul'da Covid 19 la mücadele toplantısı yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kentin belediye başkanı Ekrem İmamoğlu'nu toplantıya çağırmıyor (aynı Sağlık Bakanı daha sonra kovid testi pozitif çıkan Ekrem İmamoğlu'nu arıyor, geçmiş olsun mesajı yayınlıyor. İyi, çok güzel bir davranış; demek ki toplantıya çağırmama kararını tek başına vermemiş!).
Valisinden il bürokratlarına kadar bütün paydaşlar var ama iki defa seçim kazanmış, 815 bin farkla seçilmiş CHP'li belediye başkanı, kentin en büyük paydaşı Ekrem İmamoğlu yok.
Hangi gerekçeyle? Toplantı aniden gelişmişmiş!
Yani o kadar ani toplantı kararı alınmış ki; İstanbul'da bir belediye başkanının olduğu unutulmuş!
E zaten planlı, programlı etraflı çalışmalar yapılmadan ani kararlarla süreç yönetildiği, muhalefet belediyeleriyle devlet yarıştırıldığı için vakaların önüne geçilemiyor olması son derece normal sayılmalı.
İktidar salgınla mücadelede belediyelerle işbirliği yapıp ‘eşgüdümlü' çalışma yapmak yerine muhalefet belediyeleri ile kavga etmeyi tercih ediyor.
İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'nu yok sayan iktidar Bursa'da yaptığı toplantıya AKP'li belediye başkanı Alinur Aktaş'ı çağırmayı unutmuyor.
Dünyayı altüst edip etkileyen yenitip koronavirüs, bir tek siyasetteki hırsları etkilemedi.
Dünya topyekün bu virüsle mücadele içine girerek güçbirliği ve dayanışma içine girmişken ülkemizin siyasi iktidarı gelecek seçimleri düşünmekten, virüsle mücadeleyi siyasi saiklerle parti mücadelesine dönüştürüp yönettiği ülke insanının sağlığını hiçe sayabiliyor.
Olur mu, insan sağlığı her şeyin üstünde olmalı diye düşünmekte haklısınız…
Olması gerekende o ama maalesef öyle olmadı, olmuyor. İktidar başka ülkelere yardım yapmakla övünürken aynı anlayışı kendi ülke insanına göstermiyor.
Merkezi iktidar belediyelerde kendisinden olanla olmayan arasında ayrım yapıyor. Hadi diyelim ki seçimlerden sonra kaybetme ruh haliyle meclis üye çoğunluğunun kendinizde olduğundan yola çıkarak ‘topal ördek' benzetmesiyle çalıştırmayacağınızı söylediniz.
Ya Dünyayı etkisi altına alan yenitip koronavirüsü; o da mı ruhunuzu hiç yumuşatmadı!
Covid 19 ülkemizde Mart ayında görülmeye başlandığında iktidar, muhalefet belediyelerinin yardımlarına el koydu, aş evlerini kapattı, ekmek dağıtımlarını, maske üretim ve dağıtımlarını engelledi. Belediyelerin salgınla mücadelesini paralel devlet olarak suçladı, belediyeler yardım işlerine karışmasın devlet olarak biz yapacağız dedi. Bir süre sonra kontrolden çıktı kimin ne yaptığı belli olmaz hale geldi!
Muhalefet belediyelerinin ekmek dağıtımını engelleyen iktidar, ortağı MHP'nin ‘askıda ekmek' kampanyasına sahip çıktı. MHP ‘askıda ekmek' kampanyasıyla desteklediği iktidarın vatandaşları bir ekmeğe muhtaç hale getirdiği mesajını güçlü bir şekilde vermiş oldu. Bu kampanyayı CHP yapsaydı bu kadar ses getirmez, etkili olmazdı.
Başlangıçta kovidle mücadelede çok başarılı algısı yaratılmaya çalışıldı. Belki de toplumun bir kesiminde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya karşı bir sempati de oluştu. Ama gelinen noktada başta açıklanan veriler olmak üzere hiçbir açıklama ve mücadele yönteminin inandırıcılığı kalmadı.
Test satısı, vaka sayısı, hasta sayısı, yoğun bakım, entübe olanlar, iyileşenler ve vefat sayıları hiçbirine inanılmıyor. Konun uzmanları açıklanan verileri 10'la veya 15'le çarpın diyenler var
Başta İstanbul olmak üzere salgınla mücadele edenler sınıfta kaldılar…
Türkiye Mayıs ayında çok erken ‘yeni normal' adıyla hızla normalleşmeye geçti. Isınan havalarla vakalar azalacak dendi ama herhangi bir azalma görülmedi.
Artık yeni normalden, olağan normale dönülmüş durumda.
15 gündür Balıkesir'deydik. Balıkesir'in çarşılarında, kafelerinde, restoranlarında kısacası herkes olağan hayata-yaşama geçmiş. Evet herkesin yüzünde maske var, maskesiz pek kimse yok, ama kafe restoran ve sosyal yaşam alanlarında dikkat edildiğini, sıkı önlemlerin alındığını pek göremedik.
En önemli kural mesafe, maske, temizlik. Mesafe kuralına pek uyulmuyor; yakın teması seviyoruz! Maske derseniz, herkesin yüzünde yalandan da olsa olan maskelerin çok büyük kısmı standartlara uygun değil. Çoğu olması gerektiği gibi meltblownlu değil, hiçbir koruma özelliği olmayan spunbondlu maskeler.
Sonuç olarak iktidarın önceliği koronavirüsle mücadeleden daha çok buradan nasıl siyasi prim yaparım, muhalefet belediyelerinin prim yapmasının önüne nasıl geçerim.
Ve tabi Ekrem İmamoğlu'nun çalışmalarına nasıl engel olurum, öne çıkmasını, prim yapmasını nasıl engellerim.