Bugün, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin kabul edildiği 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü…

Belki de son yıllarda hızla artan kısıtlamaların da adı…

Çocukların haklarının kısıtlanması nelerdir?

Sağlıklı ortamda yetiştirememek, irade özgürlüğünü engellemek, oyun oynaması gereken yaşta ne yazık ki sokakta satış yapmasına olanak sağlamak, evde yada başka bir yerde şiddete maruz bırakmak, kapalı kurumlarda hayatına dair bir çizgi atmasına sebep vermek…gibi sıralayabileceğimiz birçok konu var.

Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'ye taraf olan devletlerden biri olan Türkiye'de, çocuğun insan haklarını gözeten ve çocuğa özgü bir adalet sistemi içerisinde, “özgürlüğün kısıtlanması” son çare olarak başvurulması gereken bir yaptırımdır.

BM Çocuk Hakları Komitesi; çocukların her türlü şiddetten korunma haklarını vurgular.

Çocuklar; bugünün hak özneleridir. Çocuklar için başka bir dünya mümkün müdür?…

Şiddetsiz, sömürüsüz, işkencesiz bir dünyayı ortak akılla, evrensel ilkeler ışığında çocuklar için çocuklarla birlikte kurabiliriz.

Anayasamızın 41. Maddesi der ki: “Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.”

Çocukların; kapalı tutuldukları evlerde, kaldıkları kurumlarda, yaşamak zorunda bırakıldıkları sokaklarda, eğitim yerine bulundukları tarlalarda,sanayide yaşadıkları ihmalin, istismarın, şiddetin artmasına izin vermeden; günümüz teknoloji ve şartlarına uygun olarak onlara imkanlar sunan bir devlet olabilmeliyiz.

Bir süredir yaşadığımız pandemi şartlarına dahi baktığımızda, nice çocuğumuz eğitim gibi önemli bir alanda dahi kısıtlanıyor..

Çocuklarımız adına yapılabilecek herşey ülkemizin de geleceğini hatta kimliğini belirler.

‘'Beyaz Zambaklar Ülkesinde'' kitabındaki gibi bir ülke, bir eğitim sistemi, bir gelecek düşüncesiyle yarınlara bir temenni bırakıyoruz..