Türkiye'yi kıskanan başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin pandemi nedeniyle aldığı ekonomik tedbirlere bakarak yurdum insanı da umutlanmış, umutlarını yapılacak ‘kabine' toplantısına bağlamış; sadra şifa olacak tedbirlerin çıkacağı beklentisi içine girmişti!
Bugüne kadar yapılan ‘kabine' toplantılarında olduğu gibi; ne kadar büyük devlet olduğumuzdan, güçlü ekonomik yapımızdan, dünyada 156 ülkeye yardımlar yaptığımızdan, dünyanın bizi kıskandığından bahsedildi, amma velakin yakıcı sorunların çözümüne yönelik hiçbir ciddi tedbirden bahsedilmedi.
Her zamanki gibi sabır dilekleri, elbirliğiyle güçlüklerin aşılacağına yönelik iyi niyet temennilerinden başka bir şey çıkmadı…
Çıka çıka basit usulde vergiye tabi küçük esnafa yönelik kira yardımı çıktı. O da büyükşehirlerde 750 lira diğer illerde ise 500 lira olacağı açıklandı. E-devlet aracılığı ile alınacak başvurularla ilgili olarak binlerce vatandaş nasıl alabilirimin telaşına düştü.
Ülkeyi yönetenler ülke gerçeklerinden o kadar kopuklar ki hala 750-500 liralarla kiralanabilen işyerlerinin var olabileceğini düşünüyorlar!
Ah nerde o eski günler; ekonomisi pik yapan ülkede kiralarda yukarı doğru pik durumunda!
Birinci kapatmadan sonra verilen KGF destekli Nefes Kredilerinin pandemi şartları devam ettiği için ödenmesinin imkanı olmadığına yönelik geçtiğimiz günlerde yazdığımız yazıya beklenenin üzerinde çok sayıda dönüş aldık. Süreç bu şekilde giderse yılın ilk altı ayında çok sayıda firmanın tamamen kepenk kapatacağı ve iflasların artacağı yönünde umutsuzluk var.
Yapılanlar ve yapılması gerekenleri bir kez daha yazalım…
Birinci kapatmada Nisan ayında kamu bankaları aracılığıyla KOBİ'lere KGF (Kredi Garanti Fonu) destekli 6 ay ödemesiz krediler verildi. Pandemi şartları ağırlaşarak devam ettiği süreç Ekim/Kasım aylarında ödeme günü geldi; ödeyebilenler iki taksitini pandemi şartlarında ödedi, ödeyemeyenler bankaların baskısı altında.
Ülkeyi yönetenler her gün ekonomide başarı masalları anlatırken bir taftanda tahsil edilemeyen ‘Kamu alacaklarına yönelik yapılandırmayı' bir kez daha yaptılar. 7256 sayılı Kamu Alacaklarının Tahsiline yönelik düzenleme Meclis'ten geçti. Geçmişe yönelik borcu olanlar 31 Aralık tarihine kadar başvuru yapacaklar ve ilk taksitlerini de Ocak ayı sonuna kadar yapmaları gerekiyor. İlk iki taksit ödemesini yapmayanlar yapılandırma hakkından yararlanamayacak.
Şimdi can alıcı soru şu; Ülkeyi yönetenler ülke gerçeklerinden koptukları için mi yoksa Hazine o kadar boşaldı ‘tam takır kuru bakır' kaldı da canı çıkan vatandaştan ne alabilirsem kardır diye düşündükleri için mi…?
Pandemi şartları en ağır şekilde seyrederken, vaka ve ölüm oranlarında Dünya sıralamasında en önlerde yer alırken ve işyerlerinin çoğu zorunlu kapatılmışken…
-İşyeri kiralarının nasıl ödeneceğini hesap etmiyor…
-işyerleri kapatılmış, faaliyetler durmuşken nefes olsun diye verilen ‘Nefes Kredisi' geri
ödemesinin yapılamadığını, esnafı nefessiz bıraktığını görmüyor…
-Geçmişe yönelik yapılandırılan eski borçların ödenemeyeceğini hesap edemiyor…
İşi olmayanların işi olabildiğince zor, 26 Mart'tan bu yana Kısa Çalışma Ödeneği alabilenlerin işi de hiç kolay değil.
-17 Ocak 2021 tarihinde bitecek olan Kısa Çalışma Ödeneğinin 30 Haziran 2021'e kadar tekrar uzatma yetkisi Cumhurbaşkanında…
-Asgari ücretli çalışanlar günlük 58,33 aylık 1752 TL ile kuru ekmek yemeye devam edecek (AKP'li milletvekilinin dediğine göre, boğazından kuru ekmek geçenler aç sayılmıyormuş ya!)
-İşten çıkarma yasağı döneminde ücretsiz izne çıkartılan işçilerde günlük 39.24 aylık 1177 lirayla geçinebiliyormuş gibi yaşam mücadelesi vermeye devam edecekler.
Pandemi salgın süreci yoğunluğu artarak devam ederken, bütün Dünya ülkeleri en sıkı tedbirleri alıyor bir taraftan da Covid-19'dan etkilenen çalışanlara ve tüm sektörlere mağdur olmayacak şekilde ekonomik destek veriyor.
Bizim, ülke gerçeklerinden kopuk yönetenlerde sanki bütün tedbirler alınıyormuş gibi her gün nutuk atıyor şimdiden, kapanma Ocak ayından daha fazla uzamamalı gibi mesajlar veriyorlar. Oysa birinci kapatma sonrası da erken başlatılan ‘yeni normal' adı altında açılmanın yarattığı ağır tablo ortada iken şimdiden normalleşmenin Ocak'ta başlayabileceği düşüncesi oldukça riskli. Tam aşılama yapılmadan, tedavi yöntemleri bulunmadan, sağlıklı ortam yaratılmadan normalleşmeye asla geçilmemeli.
Bazı ülkeler aşılamaya başladı bile, bizde geleceği iddia edile 50 milyon doz aşı gelir mi, gelirse kime yeter belli değil. Geleceği iddia edilen aşının güvenliğini bile söz konusu etmiyoruz… daha önce yazdığımız gibi grip aşısını bile temin edemeyen yönetim anlayışı Dünya'nın alabilmek için peşine düştüğü covid-19 aşısını temin edebilir mi; etsin istiyoruz, etmesini umut ediyoruz.
Ülke gerçeklerinden kopmuşlar veya Hazine'yi kurutmuşlar! Çalışanın, esnafın, çiftçinin, evine ekmek götüremeyenlerin, açın yaşadıkları sıkıntılardan bi haberler; evine ekmek götüremeyen yok, boğazından kuru ekmek geçiyorsa o zaman aç değildir diyorlar.
Bu yazı 427 defa okundu.
