CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun tarafsızlık üzerine edilen yeminden yola çıkarak ‘Sözde Cumhurbaşkanı' çıkışı hiç olmadığı kadar iktidar tarafından tepkiyle karşılandı. Başta Erdoğan ve sözcüleri günlerdir sen nasıl ‘Sözde' dersin üzerinden CHP'ye yükleniyorlar.
Peki Türkiye'nin mevcut Anayasal sistemi, Cumhurbaşkanı; Cumhurun başı gibi mi, parti başkanı gibi mi ve ettiği ‘Tarafsızlık' yeminine uygun davranıyor mu?
AKP kurucularından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istediği, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin uzun süre karşı çıktığı, Ekim 2016'da değişiklik teklifinin Meclis'e gelmesi durumunda destek vereceği açıklamasından sonra, 16 Nisan 2017'de yapılan halk oylamasıyla mevcut Türkiye Anayasa'sının 18 maddesi üzerindeki değişiklikler oylandı.
Kullanılan toplam 49.798.855 oyun 25.157.463 yüzde 51.41 evet, 23.779.141 yüzde 48.59 hayır, 862.251 yüzde 1.73 geçersiz oyla kabul edilen Anayasa değişikliği.
Türkiye ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' ile 24 Haziran 2018'de yapılan seçimlerden bugüne yönetiliyor!
Getirilen seçim sisteminin dünyada benzeri yok, onun için adına da ‘Türk tipi Başkanlık' dendi. Getirilmek istenen sistemin özü ‘kuvvetler ayrılığının' ortadan kaldırıldığı, ‘kuvvetlerin tek elde' toplandığı sistem. Denge denetleme, kontrol yok, yetkileri elinde bulunduran kudretli yönetici ne derse o olacağı bir sistem yani sistemsizlik. Öyle bir sistemsizlik ki en geç iki yılda yapılacak denilen uyum reformları hala yapılmış değil. Doğal olarak uyumsuzlukta devam ediyor, yazılı metinlerde Cumhurbaşkanı yazıyorken, herkes doğal olarak Cumhurbaşkanı derken, iktidar yanlıları ‘Başkan' demeyi tercih ediyor.
Cumhurbaşkanının Anayasa Madde 103'e göre ettiği ‘'…Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi ‘tarafsızlıkla' yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.''
Tarafsızlık üzerine edilmiş yemin ortada ama tarafsız görev yapılmadığı da çok açık yaşanıyorsa; tarafsızlık ‘sözde' kalmış olmaz mı?
Yeni sistemin en önemli özelliğinin cumhurbaşkanının ‘Partili' olabilmesidir. Partili olan cumhurbaşkanının tarafsız görev yapması mümkün olmadığına göre!.
Partinin genel başkanı olarak hem partisinin başarılı olması için çalışacak; örgütleri yönetecek, belediye başkanları, milletvekilleri adaylarını belirleyecek ve onların başarılı olmasını isteyecek, onların başarısı kendi başarısı olacak. Hem de cumhurun başı olarak bütün yurttaşlara, kendisine oy vermeyen diğer partililere karşı ‘Tarafsız' cumhurbaşkanlığı yapacak, bu sistemin özüne aykırı olduğu gibi işin doğasına da aykırı.
O halde muhalefetin ‘Sözde Cumhurbaşkanı' eleştirilerinden neden bu kadar rahatsızlık duyuluyor, günlerdir bunun üzerinden fırtınalar koparılıyor.
İktidar sözcüleri diyor ki ‘ülkenin' Cumhurbaşkanına ‘sözde' denilmez, herkes saygı göstermeli. Ülkenin Cumhurbaşkanı ettiği ‘Tarafsızlık' yeminine uyuyor, her yurttaşa partili kimliğine bakmaksızın ‘eşit' yaklaşıyor, ‘eşit' seviyor, ‘eşit' hizmet veriyorsa doğru. Yok, partili Cumhurbaşkanı olmanın gereği her şartta partilisini diğer partililerden ayırıyor, her türlü önceliği partilisine veriyorsa o zaman ne olacak.
Cumhurbaşkanı duruma göre diğer partililere her türlü siyasal eleştiriyi yapacak, bazen siyasal eleştirinin ötesine geçen ağır suçlamalar yöneltecek. Ağır eleştiriler yönelttiği diğer partilerden kendisine cevap verildiğinde; olmaz! bu çok ağır, cumhurbaşkanına bu ağır eleştirileri yapamazsınız denilecek.
O halde bu siyasi mücadele eşit şartlarda nasıl olacak?
Cumhurbaşkanı duruma ve zamana göre karşısındakilere her şeyi söyleyebilecek ama karşısındakiler ona parti başkanı gibi değil Cumhurbaşkanı gibi mi davranacak.
Bu sistemsizlik sürdürülebilir değildir. Ya sistem değiştirilecek tarafsızlık sistemine uygun bütün ülkeyi kucaklayan cumhurbaşkanlığı, ya da partili cumhurbaşkanlığı sisteminde ısrar edilecekse cumhurbaşkanına değil parti başkanına göre davranılacak.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik Twitter paylaşımında ‘'Kemal Kılıçdaroğlu'nun ‘sözde Cumhurbaşkanı demesi demokrasiye ve milli iradeye saygısızlıktır. Kılıçdaroğlu siyasi ahlakla bağdaşmayan bu sözleri ile milletimizin iradesine saldırmıştır. Milletimizden ve Cumhurbaşkanımızdan özür dilemelidir.''
AKP'den yapılan eleştirilerde milli iradeye saygısızlıktan, darbeciliğe varan eleştiriler yapıldı.
Erdoğan Cumhurbaşkanı veya parti genel başkanı olarak diğer parti genel başkanlarına en ağır eleştirileri yapma hakkı olacak ama parti başkanları Erdoğan'a cumhurbaşkanı olduğu için eleştiremeyecek.
Nasıl sistem ama…
Bu yazı 464 defa okundu.