Covid 19 salgını nedeniyle, resmi açıklamalara göre her gün 150-200 vatandaşımız yaşamını yitiriyor. Herkes korku ve panik içerisinde, can derdine düşmüş olduğu şu günlerde aşı olabilmek peşinde koşarken, başka konuları  da ele almak gerekiyor.

     Devleti yönetenlere yani sorumlulara sesleniyoruz. Bir an önce aşıyı bulun, edinin. İnsanların ölmesi önlensin. Koşullar daha çok ağırlaşmadan, korkutucu boyutlara varmadan salgına karşı önlemler alınsın.

     Aşı, her şeyin önüne geçmelidir. Lüks sayılacak harcamalar durdurulmalı, israf önlenmelidir. Ben aşı sıramın ne zaman geleceğini merakla bekliyorum.

                                         **** 

     Pek çok konu var ele alınacak. Önümüzdeki olası erken veya zamanında yapılacak seçimler ve bununla ilgili seçmen kütüklerinin hazırlanmasını konuşmalıyız. İş işten geçmeden düşünmeli, konuşmalı, yazmalıyız.

     Demokrasinin en önemli unsuru seçimler ise, seçimin de asli unsuru ve  de sahibi seçmenlerdir. Seçimsiz bir yönetim anlayışı asla kabul edilemez. Krallık, padişahlık örneği, yönetme yetkisinin seçimsiz babadan oğula geçmesi çağımıza yakışmaz. Böyle idare şeklinin adı demokrasi olamaz, diktatörlük olur.

     Ülkemizde seçim işleri sırasıyla Yüksek Seçim Kurulu, İl Seçim Kurulu ve İlçe Seçim Kurulu denetimi ve gözetiminde yapılır. Hukukun üstünlüğü ve tarafsızlığı gereği bu kurulların başkanları yargıçlardır. Görevlerini yasaların çerçevesinde Yüce Türk Milleti adına yaparlar.

     Seçimlere ilk olarak seçmen kütüklerinin hazırlanması ile başlanır. Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü'nden 18 yaşını doldurmuş tüm vatandaşların isim listesi alınır. Bu listeden asker (er-erbaş), kısıtlı ve ölenlerin isimleri düşülür. Böylece  seçmen kütükleri oluşturulur. Sonra listeler muhtarlıklarda askıya çıkarılır. Vatandaşlar da listelerde adının var olup olmadığını kontrol eder. İsmi yoksa Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğüne başvurur. İsminin yazılmasını sağlar.

     Vatandaşlar kendi devletinin kurum ve kuruluşlarına güvenir ve güvenmek ister. Yüksek Seçim Kurulu ile diğer seçim kurullarına da güveniriz.  Güvenmek yetmez, denetlenebilir de olmalıdır.

     Örneğin, köylerde yabancı seçmen, taşınmış seçmen, ölü seçmen veya mükerrer yazılım var mı yok mu hemen bilinir. Kentlerde ise kontrolü zordur. Daha önce listeler cadde, sokak, hane sırasına göre adrese dayalı yazılırdı. En azından aynı binadaki komşular birbirini tanıdığı için yığma ve taşıma seçmen var olup olmadığı hemen bilinirdi..

     Son yıllarda seçmen kütükleri alfabetik sıraya göre yapıldığı için, kontrol yapılamaz olmuştur. Bulanık suda balık avlamak gibi bir şey, kuşku uyandırıyor. Sanki hileye, sahteciliğe zemin oluşturuluyor. Şaibe artıyor.

     Nitekim birkaç yıl önce, din adamı kisveli, hain bir halk düşmanı, ‘'ölüler de oy kullansın ‘' dedi mi? Dedi. Seçim yasasında geçersiz oylar için, mühürsüz zarflar geçersizdir diye gayet net açıklama varken, oylama devam ederken ‘'mühürsüz oylar da geçerlidir'' dendi mi, dendi.

     Örnekleri çoğaltabiliriz. Biz devletimize, devletimizin kurum ve kuruluşlarına, adalete güvenmek isteriz. Devlet yalan söylememeli, devlet hileli yollara sapmamalıdır. Vatandaşına adaletli olmalıdır. Onun için seçim kararı alınır alınmaz ilk iş seçmen kütüklerinin hazırlanmasıdır. Bu iş, tarafsızca, dürüstçe ve denetlenebilir biçimde yapılmalıdır. Mahalle, cadde, sokak ve hane sırasına göre seçmen kütükleri hazırlanmalıdır.

     Bugün bize, yarın size diye bir söz vardır. Herkesi dürüstlüğe davet ediyorum. Seçim yasasında sık sık değişiklik yapılmamalıdır. 

                                      ****

     Seçim, eşit koşullarda yarışan çoklardan birini seçmek işidir. Seçim koşulları da ayrı bir yazı konusudur.

     Demokrasinin pek çok tanımı yapılmıştır. Biri de ‘'en az kusurlu rejimdir'' tanımını ben de çok beğenirim. İki yüz yıllık deneyimimiz var. Cumhuriyet döneminde 1946'dan beri de çok partili seçim yapıyoruz. İktidara kim gelirse gelsin, doğru olan, demokrasinin eksiklerini, kusurlarını düzeltmektir. Kusurlar en aza indirilirse, demokrasimiz gelişir, güç kazanır.

     Amerika'daki son başkanlık seçimi sonrası yaşanan rezalet, dünya demokrasi tarihine kara bir leke olarak yerleşti. Seçimle gelen seçimle gidecektir. Bir oy fazla alan kazanmıştır. İstanbul seçimleri sonrası yaşananlar da unutulacak gibi değildir.

     Kazanmak ve kaybetmek sonucunu bilerek seçime giriyoruz. Yeter ki hile, çalma çırpma olmasın. Dürüstçe seçim yapılsın.

     Şimdi seçmen kütükleri düşünmenin zamanı mı diyenler olabilir. Günü gelmeden konuşalım, yazalım ki, hem ilgilileri uyarmış olalım, hem de demokrasimizi geliştirelim.

     Sorun çözüm merkezi demokratik yaşamımızdır.

     Hoşça kalın, sağlıklı kalın….