Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz'ın, Bandırma'da düzenlediği kahvaltılı basın toplantısının birinci bölümünü izledim. Yılmaz'ın sunum konuşması bittikten sonra soru-yanıt bölümüne geçilirken, salondan ayrıldım.
Bu toplantıyla ilgili izlenimlerimi kısa kısa yazma gereğini duydum.
X X X
Toplantının yeri yanlıştı. Çünkü salon küçük, basın toplantısını izleyen gazeteci veya köşe yazarlarının sayıları çok fazlaydı. Covid-19 salgınının sürdüğü bir dönemde, neredeyse iç içe oturuldu. Toplantı, daha geniş bir mekanda, Covid-19 önlemlerine çok iyi uyularak gerçekleştirilmeliydi.
X X X
Toplantı, Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz'ın, herkesin kendisini tanıtmasını istemesiyle başladı.
Gazetecilerin veya köşe yazarlarının bazıları daha ayrıntılı, bazıları kısaca kendilerini tanıttıktan sonra toplantıda hazır bulunan Büyükşehir daire başkanları, AKP ve MHP Bandırma ilçe başkanları, Büyükşehir Belediyesi Güney Marmara Koordinatörü ve Yücel Yılmaz'ın danışmanlarından Cemal Öztaylan da kendisini tanıttı. Öztaylan, kendisini tanıtırken önce “Vatandaş Cemal Öztaylan” dedi. “Güzel bir mütevazılık” örneği diye düşünmeye başlamıştım ki, arkasından, Allah'ın takdiriyle 3-4 dönem milletvekilliği ve Bandırma Belediye Başkanlığı yaptığını ekledi. Keşke, “Vatandaş Cemal Öztaylan” dedikten sonra orada kesseydi, daha anlamlı olacaktı. “Vatandaş” sözcüğü ve mütevazılık kavramı işte o zaman anlamını bulacaktı. Çünkü salonda bulunan herkes zaten kendisini çok iyi tanıyordu.
X X X
Yücel Yılmaz'ın, konuşmasını tamamlamasının ardından, soru-yanıt bölümünde ilk arkadaş, sorusunu yöneltmeden önce, “çok eski bir gazeteci olup, bu meslekten emekli bulunduğunu” gereksiz bir şekilde belirterek sözlerine başlayınca, salondan ayrıldım. Zaten soru-yanıt bölümünün nasıl geçeceğini tahmin ettiğimden, ayrılmak üzere gelmiştim.
Nitekim tahmin ettiğim gibi de olmuş. Bazı arkadaşlar, 8-10 soruyu arka arkaya sıralarken uzun uzun yorumlar yapmışlar, bazıları da soru sormak yerine yine uzun uzun kendi düşüncelerini aktarmışlar.
Basın toplantıları, üstelik böylesine kalabalıksa nezaketen sadece bir soruyla yetinilmeli, diğer kişilerin de soru yöneltmesine olanak tanınmalı.
X X X
Yine çok yadırgadığım davranışlar olmuş. Bazı gazeteci arkadaşlar, soru yöneltmek için söz alırlarken, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz için övgü dolu sözler etmişler. Tabii ki yanlış!
Gazeteciliğin temel ilkelerinin başlarında gelen şudur: Gazeteci, basın toplantıları dahil mesleği gereği izlediği tüm toplantılarda konuşmacıları alkışlamaz! Böyle bir basın toplantısında, Yılmaz'ı övmek, alkışlamak anlamına gelir. Eğer Yücel Bey'in çalışmalarını beğeniyorsanız, bu değerlendirmelerinizi, kaleme alacağınız köşe yazılarında dile getirirsiniz. Çünkü haber “objektif” ama köşe yazısı “sübjektif”tir. Yani köşe yazısı, yazarını bağlar, görev yaptığı yayın organının düşüncesini yansıtmaz.
X X X
Gelelim, Yücel Yılmaz'ın konuşmasına.
Sunum konuşmasının içtenliğine inanmak isterdim. Balıkesir için seçim dönemleri dışında siyaset yapmanın lüks olduğunu belirterek, bütçelerinin elverdiğince, Balıkesir'in 20 ilçesine de, parti farkı gözetmeksizin, eşit uzaklıkta hizmet götürmeye çalıştıkları değerlendirmesini gerçekçi bulmadım. Çünkü şu ana kadar kendi partisinden olan ilçe belediyelerine tanıdığı avantajlar ve muhalefet partilerinin belediyelerine “üvey evlat” şeklindeki bakış açısı ortada. Bu gerçeği CHP'li Bandırma, Erdek, Gönen ve Manyas'ta açıkça görüyoruz. Nitekim bunu Bandırma'nın dışında, Erdek, Gönen ve Manyas belediye başkanları da açıkça, “Büyükşehir henüz bize dokunmadı” diye dile getiriyorlar. Aslında bu uygulamayla CHP'li belediye başkanları cezalandırılmıyor, o ilçelerde yaşayan tüm vatandaşlar mağdur oluyor. Yılmaz'ın, muhalefet belediyelerine bu davranışında, o ilçelerin AKP'li yöneticilerinin de kendisini olumsuz etkilediğini düşünüyorum. Dilerim bundan sonra düzelir. Biz de, köşe yazılarımızda bundan “övgüyle” söz ederiz.