Haberleşme, iletişim çağımızın en temel ihtiyacı, en önemli insan hakkıdır.

     Ülkemizde önce Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) vardı. Özel kanallar sonra katıldı. TRT, devlet adına radyo ve televizyon yayınlarını gerçekleştirmek amacıyla 01 Mayıs 1964'te, özel bir yasayla, özerk bir kurum olarak kuruldu.

     Neden özerk? O yılların meclisinin kabul ettiği yasa ile, özerk bir kurumu neden gerekli görmüşler?

     Çünkü bu görev kamu adına yapılacak bir görevdir ve tarafsız yapılması gerekir. Doğru olan da budur. İktidardakilerin emrine girmemesi için, onların yanlısı yayın yapmaması için, bölücü değil birleştirici bir yayın anlayışı için özerk olması kabul edilmiştir. Tüm Türk halkının istek ve arzularına uygun yayın yapabilmesi için özerktir.

     1971 askeri darbesinden sonra yapılan anayasa değişikliği ile özerklik kaldırıldı, ‘'tarafsız'' kamu iktisadi kuruluşu yapıldı. İktisadi kuruluş kar amaçlıdır. Halbuki TRT hizmet amaçlıdır. 

     1980 askeri darbesinden sonra yapılan yeni 1982 Anayasası da, radyo televizyon kuruluşu ile ilgili maddeyi yeniden düzenledi. 

     82 Anayasası'nın 133. Maddesi şöyle der. Devletçe, kamu tüzel kişiliği olarak kurulan tek radyo ve televizyon kurumu ile tüzel kişilerinden yardım gören haber ajanslarının özerkliği ve yayınlarının tarafsızlığı esastır.

     Darbe anayasası dediğimiz, beğenmediğimiz 82 Anayasası bile özerk ve tarafsız yayından söz ediyor.

     Özel kanallar da yayın hayatına girmeye başlayınca, 1993 yılında radyo televizyon yayıncılığı ile ilgili 133. Maddenin başına ilk paragraf olarak; ‘'Radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek, kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesinde serbesttir'' eklemesi yapıldı. Böylece özel televizyonlar da yasal hale getirildi.

                                   ****

     Kamunun parasıyla, kamu adına yayın yapması gereken TRT'nin yayınlarından bugün memnun olmayan pek çok vatandaşımız var. Bir zamanlar haberin en doğrusu TRT'den öğrenilirdi. TRT'nin haberlerine güvenilirdi. Bugün haber izlenme oranlarında çok gerilerde kaldığı gözleniyor.

     TRT'nin gelirleri % 45 bandrolden, % 37 elektrik faturalarının yüzde 2'sinden, % 6  reklam geliri, % 12'si diğer gelirlerden oluşuyor. Görüldüğü gibi ödeyen, tüketici halktır. Ama halka tarafsız, ayrımsız yayın yapılmıyor. İktidar yanlısı haberler yüzünden, ben de dahil pek çok vatandaşımız TRT haberlerini izlemiyor.

     Vatandaş olarak şikayetçiyim. Kimi kime şikayet edeceğim.

     Özel kanallar taraf, yandaş olabilir. Onların bir patronu ve yayın anlayışı var. Parasını biz vermiyoruz. Yine de yayıncılığın etik kurallarına göre hareket ederler. İzleyici kaybetmemek için yansızmış gibi yaparlar.

     Kamu parasıyla, halkımızın ödediği paylarla milyarlarca lirayı kullanan TRT halka ayrımcılık yapamaz, yapmamalı. Haksızlık yapılmamalıdır.  Derhal bu yanlıştan dönülmelidir. 

     Her gün bir yörenin türküleri söylenir, diğer yöreler yok sayılırsa nasıl tepki verirsek, hep iktidar yandaşı olan, muhalefeti yok sayan bir haber yayıncılığına da tepkimiz olur.

     İşte bu yazı, böyle bir tepkinin yazısıdır.

                             ****

     Biz, müziğin her çeşidini TRT'den dinlemek isteriz.

     Biz, dizilerin, filmlerin en kalitelilerini TRT'den izlemek isteriz.

     Biz, eğitim ve kültür programlarını TRT'den takip etmek isteriz.

     Biz, haberleri ve haber programlarını TRT'den dinlemek isteriz.

     Çünkü; TRT bizim, TRT hepimizin, TRT Türkiye'nindir.

Sağlık ve huzur dilerim.