Norveç'te "Atatürk gibi düşünmek" diye bir Atasözü varmış ve problem çözemeyen çocuklara söylenecek kadar yaygınmış.
Bütün dünya anladı, takdir etti, önünde saygı ile eğildi, düşmanları bile anlayıp takdir etti ve dahi hala ismine ödüller verilirken biz değil onun gibi düşünmek, onu anlayamadık ve hatta sevemedi bazıları! Cumhuriyet Halk Partisinde uzun süredir devam eden şiddetli geçimsizlik nedeniyle ayrılmalar yaşandı.
Ülkeyi karpuz gibi ikiye bölen irade CHP'yi de ayrıştırdı, resmen!
Çocukluğumun geçtiği Çarşamba'dan (Samsun) İstanbul'a göçerken gözyaşlarıyla eşyaları toplayan annemin yine gözyaşlarıyla duvarda asılı duran Atatürk ve İnönü'nün resimlerini özenle duvardan alarak kırılmasın diye sarıp sarmaladığını hatırladım ve her akşam misafirlerle dolup taşan o evde erkeklerin siyaset konuştuğu, kadınların bir köşeye çekilip Hayat mecmuası ve Burda mecmuasıından elbise modelleri seçtiği o günleri...
İki tarafı da dinlerdim merakla, çevre köylerden sandıktan CHP'nin ful çıktığını, hele bazı köylerde diğer partilere tek bir oy çıkmadığını sevinçle anlatırlardı.
"Demirkırat" eleştirilirilirdi, aradan yıllar geçtiği halde Menderes'in idamı üzüntüyle anılırdı. Çok iyi bir partiliydi babam, tüm akrabalar, dostlar da ve çok ta güçlüydü o zamanlar Karadeniz'de...
CHP bizim çocukluğumuz, anılarımız, hayatımızın bir parçası ve elbette Atam'ın iki büyük eserim dediği en kıymetli emanetlerinden birisi, ebedi genel başkanı da Gazi Mustafa Kemal Atatürk!
Kimseye tapulu değildir, hele onu tartışmaya açan yöneticilere, Atatürk demeyi tercih etmeyenlere, "CHP" li değilim deyip bu partide siyaset yapanlara ve onun arkasındayım diyenlere asla!!!
Beklenen ayrılık gerçekleşti, üzüntüyle izledim bütün istifaları hele birleşmeye bu kadar ihtiyacımız olduğu bu zor günlerde...
HDP yi bağrına basıp, Abdullah Gül ve türevlerini, Atatürk düşmanlarını, "ömrüm CHP ile mücadeleyle geçti" diyen Davutoğullarını, Atatürk'e; kefere diyenleri, "sözde Ermeni soykırımı'nı" tanıyanları içine sindirdi ve dost ilan etti de Cumhurbaşkanı adayı yaptığı, 15 milyon kişinin oy verdiği bir Muharrem İnce' yi, onun arkadaşlarını ve bu partiye yürekten bağlı gerçek partilileri ve Atatürk'çüleri sığdıramadı CHP'ye!
Bu gelinen noktada çok üzgünüm elbette, ben de istemezdim ayrılmalarını zaten hep mücadeleden yanayım ama istifanın da bir hak ve özgürlük olduğunu düşünüyorum.
Bu ayrılık sonrası sarfedilen hakaretamiz sözler, haysiyet, onur yargılanmaları hiç bir CHP liye yakışmaz. Yanlış bulabilirsiniz, üzülmüş olabilirsiniz eleştirebilirsiniz ama işi hainliğe kadar götürmek, haysiyet ve onur yargılaması yapmak son derece yanlış, eleştirmek hak ve bazen de görevdir ama hakaret etmek yanlış.
Mehmet Ali teğmen için söylenen "Seni tepeden inme milletvekili yaptı, cezaevinde ziyaret etti ( hani deyim yerindeyse adam etti) sözleri ve onu haysiyetsizlikle yargılamak askerliğini sorgulamak ne kadar yanlış ve tek adam rejimini sorguladığımız bu günlerde" "Kılıçdaroğlu seni vekil yaptı" diyerek ona da tek adam sıfatı yükleyerek haksızlık ediyorsun.
CHP'de bir şeylerin hatta çok şeylerin yanlış gittiği açık seçik ortada, böyle olmasaydı ülkenin bu kadar kötü yönetildiği bu dönemde oylar düşüşte olurmuydu?
Parti içinde demokrasinin esamesini bırakmayıp
Amerika'dan demokrasi beklentisi içine girilirmiydi!!! (zaten proje demokrasi!)
İktidar memnun yatıp kalkıp dua ediyor böyle anamuhalefet dostlar başına diye!
Düşünmek lazım, iyi düşünmek lazım,