"Yağmuru kim döküyor,
Ünzile kaç koyun ediyor
Dayaktan uslanalı
Hiçbir şey sormuyor
Varmadan sekizine
Ergen oldu Ünzile
Onikisinde ana...
"Ünzile kaç koyun ediyor"?
"Anne! Yağmuru kim döküyor"?
Belki de ilk şaşkınlığımız doğa karşısında ve ilk sorduğumuz sorulardan biriydi, yağmuru kim döküyor'dan kırk yıl önce Anadolu'da bir kürt kızına yazdığı Ünzile bugün aynı güncelliğini koruyor.
20 binden fazla şarkı sözü yazmış ama sorsan o "deli Aysel"
Şarkılara hayat veren kadın, özgün yaşam tarzı ve rengarenk dünyası ile, sıradışı, çılgın tavırlarıyla, değer yargılarını ve toplumun dayattığı ahlak ölçülerini tanımayan onları alt üst etmek isteyen, kendi değer ölçülerini ortaya koyan farklı kadın!
Zorluklarla ve mücadeleyle geçen yıllar...
Konuk olduğu bir TV programında sunucu soruyor ona;
Hayatınızdan kaç erkek geçti?
"hiç biri geçemedi diyor"
Dürüst, zeki, naif, sevgi dolu bir insan.
Bir gün Beyoğlu'nda karşılaştık, bir pastanenin önünde dışarıda oturuyordu, yanında başörtülü ve çocuklu bir aile vardı, görseniz onlarla ortak ne yanı olur dersiniz ama çok keyifli bir sohbet olduğu belli oluyordu, eminim yoldan geçerken sevmiş ve davet etmiştir onları. Eşim ona sevgi dolu kocaman bir öpücükle el salladı, nasıl mutlu oldu, yerinden kalkacak oldu, sanırım yanına gitmemizi bekledi ama biz yürüdük ve uzaklaştık, nasıl pişmanım o gün orada onunla oturup sohbet etmedim diye.
Dile kolay kırk yıllık bir zamana dahil olmuş şarkılarıyla dokunmuş hayatımıza, duygularımıza.
17 yaşında, yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren için yazdığı "son bakış" unutulur mu?
Ya Firuze?
"Kıskanır rengini baharda yeşiller
Sevda büyüsü gibisin sen Firuze
Üzüm buğusu gibisin
Gözlerinde telaş
Yıllar sence yavaş
Acelen ne, bekle Firuze"?
"Kaç çiçek soldu, bir sarı fırtına koptu
Kaç tohum dondu"
"Ben her bahar aşık olurum"
Saymakla bitmez duygu yüklü muhteşem şarkılar...
Hastalığında hastanede yatarken 30şarkı yazmış giderayak, ölümünden sonra bestelenmiş bunlar.
Anneme benzettim hastaydı annem de ama kendini iyi hissettiği zamanlarda, herkesin çok sevdiği o, su böreğini açar, dolma sarar derin dondurucuya atardı, sevdikleri geldiğinde onları mutlu etmek için.
Öldüğünde buzlukta kaldılar, atamazsın tabii, veremezsin de, ye yiyebilirsen!
Üreten insanları seviyorum, ardından güzel şeyler bırakan yüreği sevgi dolu insanları...
Güzel şeyler bırakmalı insan ardında, sevgiyle anılacak güzel anılar, herkes şarkı, şiir yazacak değil elbette ama iyilikler bırakmalı, tat bırakmalı çocuklarının, torunlarının bile unutmayacağı, hep hatırlayacağı...
Yemekler, anılar, güzel hoş sohbetli sofralar hatta yemek tarifleri....
Ne kötü şey öldükten sonra kötü hatırlanmak, anılmak!
17 şubat Aysel'in ölüm yıldönümüydü ben bu pazar onu hatırlamak ve hatırlatmak istedim bize bıraktığı o güzel şarkılara teşekkür ederek ve yad ederek. Galiba onun gibi delilere ihtiyacımız var!
Eminim yıldızlar yoldaşı olmuştur, mekanın cennet olsun güzel kadın, ışıklarda uyu
"Dünya ne sana, ne bana kalmaz, Sultan Süleyman'a kalmadı, hiç bir kitap yazmaz" diyor bir şarkısında, kimseye kalmaz, ona da!
Bu yarı açık pazar günü Aysel'in şarkılarını dinlemek için fırsat olabilir,
Mutlu pazarlar diliyorum.
Yağmuru kim döküyor, Ünzile kaç koyun ediyor."
Bu yazı 635 defa okundu.