Çin'in uzaya gönderdiği Chang'e 4 uzay aracı ay yüzeyine indikten sonra çimlenen pamuk tohumu ay yüzeyinde ilk kez insanlar tarafından gerçeleştirilen biyolojik büyüme denemesi oldu. Bu denemeyi Chongqing Üniversitesi Advance Technology Research Institute'den Xie Gengxin organize etti. Yeşil yapraklarıyla ayda büyüyen ilk bitkinin bu olacağını belirten Xie, ileride uzaya yapılacak yolculuklar için bunun büyük önem taşıdığını belirtti. Venüs'den sonra Dünya'ya en yakın olan Mars'a yapılacak yolculuklarda astronotlar kendi gıdalarını yetiştirme olanağına kavuşabilecekler. Ayın uzak kısmına ilk inişi yapan ilk Çin, Jade Rabbit 2 aracından sonra, 2020 ‘de dört misyon daha gerçekleşti.
Nasa'nın seyahat edilecek cehennem olarak tanımladığı fakat keşfedilmeyi bekleyen Venus sülfürik asit damlacıklarıyla örtülü, 457C derece yakıcı sıcağa ve dünya atmosferindeki basıncın 90 misli basınca sahip olan , dünyadan 24 milyon mil ile 162 milyon mil arasında uzaklığı değişen bir gezegendir. Bilim adamları 2020 yılında , Marsa gönderilecek astronotların dünyanın kız kardeşi olan Venus'a uğrayarak gitmelerinin çok yararlı olacağını belirtiyorlardı. John Hopkins Üniversitesi Applied Physics Profesörü Dr.Noam Izenberg Venüs'e uğranmasi halinde oradaki basınca ve sıcağa dayanıklı bir rover ile ve drone'larla çok çeşitli bilgiler toplanabileceğini belirtiyor ve “ eskiden Venüs'de su okyanusları olabilecağini, şimdi ise tamamen bir çöle dönüştüğünü, bir gün dünya'nın da böyle olabileceğine , bu nedenle Venüs'un geçmişini, bu gününü ve geleceğini çok iyi bilmek gerektığine işaret ediyordu. NASA 2030 yılında Mars'a ilk insanlı misyonu gerçekleştirmeyi planlamaktadır.(Jacqui Goddard : the Times, 11.7.2020)
Akıllı diş fırçası bir kaç yıl önce bir hayal idi.Madrid'de Hospital Ramon y Cajal'da geliştirilen diş fırçası tükürük yoluyla kişideki kalb sorununu saptayabiliyor ve tedavisinde yardımcı olabiliyor. Kişinin kan basıncını ve oksijen düzeyini saptıyor, kontrol ediyor. Böylece hastanın sisteminde küçük düzeltmeler yapmak mümkün olabiliyor. Söz konusu hastanede çalışan Dr.Marcos ayrıca “intelligent shirt” projesi üzerinde de çalıştıklarını belirtti. Bu sayede gömleği giyen hastalar günlük hayatını normal olarak sürdürürken sürekli olarak control edilmiş oluyorlar.(Chris Smyth; The Times)
Toyota, Shell ve Anglo gibi şirketler elektrikli otomobil üretimini başka bir şekilde gerçekleştirmeye başladı. Bu otomobillerde elektrik depolanmış pil ya da akü yerine hidrojen yakıt olarak kullanılmaktadır. Arabanın arkasında bir hidrojen tank ve önde elektrik yaratan yakıt cell'i bulunmaktadır. Elektrik motoru arabayı çalıştırmaktadır. Burada avantaj hidrojenin çok kolaylıkla doldurulabilmesi ve arabanın uzun menzil çalışabilmesidir.Örneğin orta büyülükteki Toyota Mirai hidrojenle, elektrik pilli arabanın iki misli olan, 300 mil gidebilmektedir. Shell ilk arabalara hidrojen yüklenebilecek istasyonları kurmaya başlamıştır. (Emily Gosten ; The times, 17.1.2020)
Otomobil endüstrisinde devrim yaratacak bir gelişme de otomobil sürücüsünün düşüncelerini okuyan otomobilin üretilmeye başlanmış olmasıdıydı. Nissan'ın başlattığı “brain to vehicle” -B2V- projesi çerçevesinde geliştirilen teknoloji ile araba sürücüsünün yapacağı hareket öngörülüyor ve otonom sürücü sistemi hemen devreye giriyor. Nissan'a göre, sürücü bir hareketi başlatmadan önce , sistem sürücünün beyin dalgalarındaki sinyalleri saptıyor. Bu saptama sürücünün başına takılan sensörlerle sağlanıyor. Beyin dalgalarının okuması bir bilgisayara gönderiliyor.Bilgisayar sürücünün muhtemel hareketini öngörüyor. Direksiyon, gaz pedalı ve fren saniyeden daha az bir sürede , sürücü karar vermeden önce, kontrol altına alınıyor. Böylece sürücü hatalarından doğacak kazalar, büyük ölçüde önlenmiş oluyor. Sistem ayni zamanda sürücünün rahat olup olmadığını saptıyor, buna bağlı olarak aracın içindeki ortamın düzeltilmesine yardımcı oluyor.(Graeme Pato; The Times, 5.1.2018).
Çiftçilikte devrim yaratacak bir keşif ise kendikendini dölleyen çok eski bir mısır çeşidinin bulunması oldu. Bu özellik geleneksel tohum çeşitlerine uygulanabilirse gıda maddeleri üretiminin maliyeti önemli derecede azalacağı gibi , sun'i gübrenin yarattığı çevre kirliliği ve onun üretiminde kullanılan enerjide de büyük bir tasarruf söz konusu olacaktır. Bu buluş özellikle , azalan maliyetler nedeniyle, gelişmekte olan ülkeler için büyük bir avantaj sağlıyacaktır. Söz konusu eski mısır çeşidi Mars gıda maddeleri şirketi ziraat baş mühendisi Howard – Yana Shapiro tarafından 1980 yıllarında Güney Mexiconun Sierra Mixe bölgesinde bulunmuştur. Bu konuda University of Wisconsin ve University of California'daki bilim adamları tarafından araştırmalar hızla devam etmektedir.(Rhys Blakely; The Times, 18.8.2018).
Bilim adamları buğdayın normal yetişme süresini yarıya indirecek yeni bir yöntem geliştirdiler. Bu buluş yoksul halkların beslenmesini kolaylaştırmak için başlatılmış projenin bir parçası olarak büyük önem taşımaktadir. Özel olarak adapte edilmiş LED ışınları kullanılarak , normal olarak, tohumdan hasata kadar dört beş ay süren buğdayın yetişme süreci sekiz haftaya indi. Ingiltere Norwich'deki John Innes Bitki Araştırma Merkezi şefi Dr. Brande Wulff “ geleceğin iklim koşullarına adapte olacak bitkilere şiddetle ihtiyacımız var. Dünyada artan nüfus için daha ucuz, daha besin değeri yüksek, daha verimli bitkilere gereksinmemiz giderek artmaktadır. Hızlı yetiştirme tekniği çiftliklerde kullanılmayacak.Fakat bulgularımız daha az kimyasal madde kullanarak, besin değeri daha yüksek yeni bitki çeşitleri yaratmamıza yardımcı olacaktır” demektedir. (Jerome Starkey; The Times, 13.1.2018). 2100 yılında 11 milyar olacağı tahmin edilen dünya nufusu nedeniyle çiftçiler , gelecek elli yılda son beş yüz yılda ürettiklerinden daha fazla ürün üretmek zorunda olduklarından , bu gelişmeler dikkati çekmektedir.