Almanya’da Nasyonal Sosyalizmin iktidara gelmesinde kişisel çıkarları olan ve ona destek olanlar yalnız ağır sanayiciler değildi. Bunların arasında bankacılar da bulunuyordu. Onların da başında Hjalmar Schacht (1877 – 1970) gelmekte idi. 22 Ocak 1877’de Danimarka’nın Tinglev şehrinde doğmuş olan Schacht Almanya’nın yeniden silahlanmasında çok önemli bir rol oynamıştır. O daha çocukken ailesi ABD’ye göç etmiş, Fransa – Prusya savaşından sonra Almanya’ya geri dönmüşlerdi. Schacht, Gymnasium’da liseyi bitirdikten sonra Kiel’de tıp, Berlin’de Alman felsefesi, Münih’te siyasi bilimler okumuş ve Berlin’de ekonomiden doktora yapmıştı. On yıla yakın Dresdner bankasında calıstıktan sonra kendi bankasını kurmuş ve yönetmişti. Birinci Dünya Harbi sırasında Alman işgalinde olan Belçika’da ekonomi yönetiminde çalışan Schacht , 1916’da otuz dokuz yaşında National Bank of Germany’nin başına getirilmişti.1923’de süregelmekte olan hiperenflasyonu önlemek için yaratılmış Rentenmark’ın yönetimine atanmıştı. 1923’de Alman Merkez Bankası’nın başına getirildi. Daha o tarihlerde bir “mali sihirbaz” olarak üne kavuşmuştu.
Schacht’ın Hitler’e yakınlaşması 14 Eylül 1930 seçimlerinde NSDAP’nin başarılı olmasından sonra gerçekleşmiştir. Bu seçimlerin kazanılmasında o çok etkin bir rol oynamıştır. Dr. Goebbels hatıralarında, 21 Kasım 1932 tarihinde, onun hakkında şu satırları yazmıştı “ Dr, Schacht , bütün varlığı ile kendini Führer’e vermiş sayısı az insanlardan biridir.” Schacht, Hitler’in iktidara gelmesi için ilişkisi olan bütün gazetelerde onun lehine yayınlar yaptırmıştır.
Hitler’i iktidara taşıyanlar arasında, Junker denilen, büyük toprak sahiplerinin rolü de unutulmamalıdır. Prusya Almanyası’nda büyük toprak sahipleri daima etkin siyasi nüfuza sahip olmuşlardı. Bu etkinliklerini yitirmek istemediklerinden onlar da daha başlangıçta Hitler’in destekçileri arasında olmuşlardır. 1848’de Alman burjuvazisi ve proleter sinıf arasında var olan anlaşma sona erdikten sonra Junkerlerin nufuzu daha da artmıştı. Weimar Cumhuriyeti onları bir anlamda başıboş bıraktı. Ve onların uçsuz bucaksız mülklerine dokunmadı.
1926 yılında küçük burjuvazi ve proletaryanın onlara karşı amansız savaşında, onların değerini kavrayan Hitler, bu asilzade sınıfının yanında yer aldı. Hatta NSDAP’yi Junker mülklerinin onların asıl sahibi halka verilmesi tezinden vazgeçirdi. Parti içinde kendisine karşı bu konuda şiddetli bir muhalefet olmasına rağmen bunu başardı. Bunun sonucunda da onların paraca yardımını sağladı.
Nasyonel Sosyalizmin giderek güc kazanmasından sonra , bütün büyük toprak sahipleri NSDAP’nin üyesi olmuştu. Örneğin eski Imparator Wilhelm’in oğlu, Ingiliz kıraliyet ailesine yakınlığı olan, ve 102.000 dönüm arazinin sahibi, Sachsen – Koburg –Gotha dükü, oğulları milletvekili olan, Prens August Wilhelm bunlardan biridir. 70.000 dönümlük araziye sahip Hassen Kontu’nun oğulları da partiye katılmakta geçikmemişdir.
Çıkarları açısından , kapitalistler, ağır sanayi sahipleri , bankacılar ve büyük toprak sahipleri bir araya gelmeleri gerekiyordu. Onun için de Hitler’in iktidara getirilmesi gerekiyordu. Bu nedenle de Nasyonel Sosyalizm , önemli miktarda üyesini kaybetmek üzere olduğu nazik bir zamanda, Thysenn – Schacht – Hindenburg – Papen anlaşmasıyla onu iktidara taşıdı. (Behrend, 14)
1