Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2013 yılında çıkarılan yönetmelikle Andımızın ilköğretim okullarında okunması uygulamasına son verilmiş, Türk Eğitim-Sen bu kararın iptal edilmesi için Danıştay'da açtığı dava sonucunda 2018 yılında yönetmelik iptal edilmişti.

Ancak Milli Eğitim Bakanlığı, Andımızın okunması uygulamasına geri dönmedi ve kararı temyizine taşıdı. En sonunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 12 Mart'ta kesin hükmünü verdi.

Yönetmelik uygulanacak, bundan sonra Andımız okunmayacaktı. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı, kararın temyize taşındığı gerekçesiyle Andımız yasağını kaldırmadı.

Geçtiğimiz hafta, Andımızın okunmaması kararı kesinleşti.

Cumhuriyetimizi kuran devrimci kadroların en önde gelen isimlerinden Reşit Galip'in bu andı yazma nedeni, Cumhuriyetle birlikte Anadolu halkını çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma ortak ülküsü içinde birleştirmek ve yeni nesillere ulus bütünlüğü içinde çağdaşlaşma ülküsünü benimsetmekti.

Andımızda geçen Türk ifadesinin ırkçı bakışla değil; İtalyan, Rus, Fransız, İngiliz, Alman, İspanyol veya Japon dendiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını Türk olarak isimlendirme şeklinde kullanıldığını da bilmekteyiz.

Yılmaz Özdil'in, ‘Ne Mutlu Türküm Diyene'' başlıklı köşe yazısında dediği gibi

‘'Andımız; bölücü-tarikatçi,cemaatçi,zırcahil nesillerin panzehiridir.''

Andımızın okullarda okutulması, bugün her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır.

Bütün çocuklarımız gururla:

‘'Türk'üm, doğruyum, çalışkanım.

İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,

Yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.

Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun!'' diyebilmelidir.