18 Maddelik son Anayasa değişikliği 17 Nisan 2017 tarihinde yapılan halk oylaması (referandum) ile gerçekleşti.
Anayasa değişikliğinin bilinen en önemli amacı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişi sağlamaktı. Halka değişikliği kabul ettirebilmek için birçok vaatler, kulağa hoş gelecek sözler edildi.
Bu sistemde koalisyonlar dönemi sona erecek, denildi. Halk oylaması yapıldı. Çok az bir farkla değişiklik kabul edildi. Yeni sistemde şimdi yaşıyoruz ki, daha seçime gitmeden koalisyonlar oluşuyor.
Nitekim bir tarafta AKP ve MHP'nin bulunduğu ‘'Cumhur İttifakı'', karşılarında da CHP, İP, SP, DP'nin oluşturduğu ‘'Millet İttifakı'' var.
İktidardaki Cumhur İttifakı'nın yaptığı - yapamadığı birçok icraatını, doğal olarak muhalefetteki Millet İttifakı eleştiriyor. Hükümetin yanlışlarını, hatalarını vurguluyor. Halkın taleplerini dile getiriyor. Sorular soruyor.
İktidar ortakları, muhalefete öyle yanıtlar veriyor, hakaret içerikli öyle sözler söylüyor ki, çocukların yanında haber dinlemek istemiyorsunuz.
Millet İttifakı için ‘' illet, zillet, vs ‘' neler söyleniyor neler. Yahu muhalefetin görevi eleştirmek, sorgulamaktır. İktidar açıklamalar yapacak, bilgilendirecek, kısacası hesap verecektir.
****
Bir araştırma, inceleme yapmak için, TBMM Vakfı yayını olan dokuz ciltlik ‘'Türk Parlamento Tarihi'' kitap setinden 1923-1927 arası Meclis çalışmalarını inceledim. İlgimi çeken bölümleri okudum. Merak edip okuduğum bölümlerden biri de Şeyh Sait İsyanı (Doğu İsyanı) 13-Şubat-1925 /28-Haziran-1925 idi. Tam ve doğru bilgiye ulaşmak istiyordum.
İsyanın ne zaman ve nasıl başladığı, hükümetin tutumu, Fethi Okyar Hükümetinin istifası, İsmet Paşa hükümeti, isyanın bastırılması, asilerin adalet önüne getirilmesi ve kararları okudum. Ayrıca o günlerin basınında yayınlanmış önemli köşe yazarlarının yazılarını da okuyup anlamaya çalıştım.
Bu köşe yazılarından biri ilgimi çekti. Ağaoğlu Ahmet imzalı bu yazının başlığı ve bir bölümünü aşağıya alıyorum. (Türk Parlamento Tarihi II.Dönem 1.cilt Sayfa : 681-684)
‘' İKİ RUH ve İKİ ZİHNİYET
Şeyh Sait ve avanesinin (yandaşlarının) taaa yüz seneden beri çarpışan iki ruh, iki zihniyetin bu kere mahiyetlerini (esasını) tamamen çıplak, herkesin gözüne çarpacak kadar bariz (açıkça) bir surette meydana koydu.
Üstadımız merhum Ziya Gökalp, dehasına has olan vecizeler ile bu iki ruhu tasnif ve tarif etmiştir.
Üstat birini üç kelime ile tarif ederdi. İllet…, Kıllet…., Zillet……..
Diğerlerini de mütekabil (karşılık) şu üç kelime ; sıhhat.., izzet.., saadet.
İşte bu altı kelime ile ifade olunan iki ruh, iki zihniyet, memlekette yüz bu kadar seneden beri mücadele etmekte ve mücadele bazen feci, korkunç manzaralar irae etmektedir (ortaya koymaktadır).
Birinci ruh, zihniyet Kabakçı Mustafalarda, Derviş Vahdetilerde tecelli ettikten (ortaya çıktıktan) sonra, bu kere Şeyh Sait ve avanesiyle karşılaşıyoruz.
İkinci ruh, zihniyet Alemdarlardan, Namık Kemallerden, Mithat Paşalardan geçtikten sonra, Gazi Mustafa Kemal Paşa ile arkadaşlarında temessül eylemiştir (özümlenmiştir)………………………..''
‘'Eski ruh ve eski ruhu temsil edenlerin şiarı (amacı), illet (hastalık), kıllet (azlık) ve zillet (aşağılanma) dır.
‘' İkinci ruh ve yeni ruhu temsil edenlerin şiarı (amacı) ise, sıhhat (sağlık,esenlik), izzet (büyüklük-yücelik) ve saadet (mutluluk) tur………….''
Eski ile Osmanlı, yeni ile de Türkiye Cumhuriyeti kastedilerek ;
‘' Yeni Türkiye; vücut, dimağ (akıl) ve kalp sağlığı ister.
Eski, Osmanlılık ise vücut, dimağ ve kalbin alil (hastalıklı-sakat) olmasını arzu ediyor.
Yeni Türkiye aziz, müstakil, hür olmak arzusundadır.
Eski Türkiye sefil, esir ve metbu (baştakilere uyulan) olmak emelindedir……………''
‘' Karşımıza çıkanlar (isyancılar) ise hakikat ve mantıktan o kadar mahrum ve uzaktır ki, ellerinde taşıdıkları yegane silah dindir! Halbuki bunlar hakiki dine yabancı oldukları kadar, onun esaslarından da gafildirler (habersizdirler).
İslamiyet dünyaya beşeriyeti (tüm insanları) illet, kıllet ve zillet zincirine rabt (bağlamak) için gelmemiştir. Hayır, İslamiyet mahz-ı saadet (tam mutluluk), izzet ve sıhhat için gelmiştir. İslamiyet yaşamak dinidir, ölmek dini değildir……………..''
****
Fikirleriyle Atatürk'ü de etkilemiş olan büyük düşünür Ziya Gökalp, saltanatı ve hilafeti eski, Cumhuriyeti, halk egemenliğini, demokrasiyi yeni olarak nitelemiştir.
Eskiyi isteyenlere, saltanat ve hilafet yanlılarına illet, kıllet, zillet sıfatlarını yakıştırmıştır.
Millet İttifakı için, kes-yapıştır yöntemi ile yamanmak istenen sıfatlar yanlış adrese gönderilmiştir. Gönderilmesi gereken asıl adres Atatürk ve devrim karşıtı olanların padişahçı ve hilafet özlemcilerinin adresi olmalıydı.
Ziya Gökalp böyle bir adres göstermiş.
Hoşça kalınız.