“25 Kasım 1960'da Dominik Cumhuriyeti'nde diktatörlüğe karşı demokrasi ve özgürlük mücadelesi yürüten Mirabel Kız kardeşler diktatör Trujillo'nun askerleri tarafından tecavüz edilerek vahşice katledildiler. Erkek-Devlet şiddetine karşı mücadelenin simgesi olan ve ''Kelebekler'' adıyla efsaneleşen üç kız kardeşin öyküsü bugün tüm dünyada adeta kelebekçesine kanat çırparak özgürlüğe uçmayı sürdüren milyonlarca kadının mücadelesine ışık tutuyor.Yeni rejimi kadın emeği, bedeni ve kimliği üzerinden kurma çabası biz kadınlara mutlak itaati dayatıyor. Toplumsal yaşamı baştan aşağı dinselleştirerek kadını kamusal alanlardan uzaklaştıran, sosyal politikaları diyanet eliyle dizayn eden, laik-seküler yaşamı yok eden ve kadın kazanımlarını hedef alan düzenlemeler, kadınların rızası olmadan zorla yasalaştırılıyor. Sürekli olarak kadınların nasıl yaşayacağına dair fetvalar yayınlayan müftülere resmi nikah kıyma yetkisi verilmesi, cinsel istismarda rıza yaşını 12'ye düşüren düzenlemeler, boşanmaları engelleyen arabulucuk uygulaması, müfredat değişikliği başta olmak üzere eğitimin dinselleştirilmesi politikaları ve daha pek çok örnek, AKP'nin yasalar eliyle kadınlara dayattığı yaşamın sınırlarını çok net ortaya koyuyor.Her kadın cinayeti sonrasında şiddeti önlemekle yükümlü bakanlar, ''davanın takipçisiyiz'' diyerek sahte gözyaşları döküyor.