Balıkesir Kadın Platformu'nun katillere, tecavüzcülere, cezasızlığa karşı düzenlediği basın açıklamasına katılan çok sayıda kadın, Ayşenur ve İkbal'in fotoğrafları ile “Balkondan düşersem inanma, ben yaşamayı seviyorum”, “Caniler sokakta, devlet nerede”, “Hükümet istifa”, “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Neden hep biz öldük”, “6484'ü uygula kadını yaşat”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” yazılı pankartlar taşıdı. “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Adalet için susmayacağız”, “Koruma, aklama, yargıla” , “Birleşe birleşe kazanacağız” diye sloganlar attı.
Katledilen kadınlar için bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan basın açıklamasında Balıkesir Kadın Platformu adına Fidan Yılmaz hazırlanan açıklamayı okudu. Yılmaz, “Mücadelemiz, özgürce yaşadığımız, sokaklarda güvenle yürüyebildiğimiz, evlerden, iş yerlerinden, kampüslerden tacizcileri, katilleri yok edeceğimiz güne kadar sürecek. Biz kadınlar bu çürümüş düzenle, erkek şiddetiyle mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.” dedi.
Basın açıklaması tüm kadınların “Hür doğdum, hür yaşarım” şarkısını hep birlikte söylemesi ile sona erdi.
“ÖFKELİYİZ, İSYANDAYIZ, ÜLKEMİZDE GÜVENDE DEĞİLİZ!”
Balıkesir Kadın Platformu'nun açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Bugün, yarım saatte katledilen iki kadın için öfkemizle, isyanımızla, can güvenliğimizin olmadığı bir sürecin
sonuçlarıyla buradayız.
Bugün, yine katilleri, tecavüzcüleri, tacizcileri koruyan, aklayan ve cezasızlık politikalarıyla ödüllendiren
iktidara karşı yine sokaktayız.
Uygulanmayan yasalarla, hafif cezalarla cesaret bulan failler yaşamlarımıza göz dikmeye devam ediyor.
Binlerce suçlu uyduruk aflarla sokaklarda dolaşan, her an suç işlemeye meyilli psikopat yobaz kafalılara
karşı yaşamlarımızı savunmaya devam ediyoruz.
Bir kişi daha eksilmek istemediğimiz için, hayatlarımızdan endişe duymadan özgürce yaşamak istediğimiz
için hep bu sokaklarda olduk.
Bugün acımız, öfkemiz taze. Bu ülkede her gün kadınlar vahşice katlediliyor. Hem de en yakınları, evli olduğu veya ayrıldığı eşleri, sözde sevgilileri tarafından katlediliyor..
Kadına yönelik şiddetin boyutlarının da cezasızlığın da arttığı bu noktaya adım adım gelindi.
“22 yıllık AKP iktidarının kadınlara ilişkin yaptıkları; emeği ucuzlaştırma, güvencesizleştirme, yoksullaştırma, kamusal hizmete erişimin önünü kesme, bakım yükünü kadınların sırtına yükleme olmuştur.
İktidarın sürekli tekrar ettiği “şiddete sıfır tolerans” sözlerinin ve “kadına yönelik şiddet azaldı” iddiasının gerçekliği yansıtmadığı, her yeni kadın cinayetinde, kadına yönelik şiddete yapılan her ihmalde bir kere daha ortaya çıkıyor.
Şiddete sıfır toleransın sonucu da sıfır oldu.
İstanbul Sözleşmesi'nden tek adamın imzasıyla çıkılan yıl 2021'de toplam 280 kadın cinayeti işlenmişken 2022'de bu sayı 334'e, 2023'te ise 315'e çıktı. 2024 yılında bu güne kadar en az 300 kadın cinayeti veya şüpheli ölümü gerçekleşti.
Kadına yönelik şiddeti önleyecek tüm mekanizmalar hedefte ;
“6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, etkin uygulanmıyor; hatta kanun doğrudan cemaat ve tarikatlar tarafından hedef alınıyor, iktidarın bir pazarlık malzemesine dönüştürülüyor.
Kadınları şiddete karşı koruyan tüm kanunlar ve politikalar ‘aile birliğini bozuyor' denilerek hedefe alınıyor.
Eyleme CHP il ve ilçe örgütleri kadın ve gençlik kolları ile tam destek verdi.
Medeni Kanun, yine değiştirilmek isteniyor. Bu değişim kadının eşitsiz, şiddete açık bir hale getirilmesinin
önünü açacak şekilde düzenlenmek isteniyor. Biz kadınlar bu yasayı da püskürtmeye hazırız.
Kadınlar boşanmak istedikleri için öldürülürken boşanmaları engellemek, kadınları şiddet dolu evliliklere
mahkum edecek aile arabuluculuğu iktidar sözcülerinin dilinden düşmüyor.
Şiddetle burun buruna kalan kadınlar, koruma kararı aldırmak için kendisini hırpalarken, iktidarın kolluk
kuvvetlerinden mahkemelerine kadar şiddet görmezden geliniyor.
Kadınlar şiddetle, öldürülme tehdidiyle karşı karşıya kaldıklarında şikayetleri hakkında ‘kovuşturmaya yer
yoktur' kararları veriliyor, verilen koruma kararlarının uygulanmaması ise kadınların ölümlerine sebep oluyor.
Asgari ücretin açlık sınırının altında kalması, kadınların kayıt dışı çalıştırılmasının yaygınlaşması, yeteri
düzeyde sığınma evinin olmaması gibi faktörler; kendisi, çocukları için güvenli bir yaşam kurmak isteyen
kadınların önüne koyulan engellerdendir.
Kadına yönelik şiddetin önünü açan, önleyici mekanizmaların etkin çalışmasını engelleyen, kadınların
kazanılmış haklarını hedefe koyan tek adam iktidarına karşı en büyük gücümüz birliğimizdir.
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi “kadın ve çocuklar için durak yok” uygulaması gibi kadın ve çocukları
gözeten uygulamalar çoğaltılmalıdır.
Sığınma evlerinin sayısı artırılsın, şiddete uğrayan kadınlar tam güvenceye alınsın.
Cezasızlık politikaları son bulsun, faillere caydırıcı cezalar verilsin.
Bizler, katledilen kadınların adını bir an bile dilimizden düşürmeden bu öfke ve isyanla mücadele etmeye devam edeceğiz.
Mücadelemiz, özgürce yaşadığımız, sokaklarda güvenle yürüyebildiğimiz, evlerden, iş yerlerinden, kampüslerden tacizcileri, katilleri yok edeceğimiz güne kadar sürecek.
Biz kadınlar bu çürümüş düzenle, erkek şiddetiyle mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.
Gücümüz Birliğimizdir.
BALIKESİR KADIN PLATFORMU.