HABER: C.SAFFET YILMAZ
Esenyurt Belediye Başkanı Profesör Doktor Ahmet Özer Çarşamba sabahı evine yapılan baskınla gözaltına alınmasıyla ilgili olarak Ayvalık Demokrasi Platformu adına Mehmet Doğan ve CHP adına da CHP Ayvalık İlçe Başkanı Hüseyin Şalmanlı basın açıklaması yaptı.
Birçok platform üyesi, partili ve vatandaşın katıldığı basın açıklamasın da şunlar söylendi.
''Türkiye'nin en büyük ilçe belediyesi olan Esenyurt Belediye Başkanı Profesör Doktor Ahmet Özer Çarşamba sabahı evine yapılan baskınla gözaltına alındı.Özer'in evine sabah saat 05.00 gibi zorla girildi. Evine olduğu gibi belediyedeki makam odasına da zorla girilerek arama yapıldı.
Yaklaşık bir milyon nüfusa sahip Esenyurt belediye başkanına herhangi bir çağrı yapılmadan, azılı bir suçluymuş gibi baskın yapılması, apar topar gözaltına alınması ve ifadesinin ardından tutuklanması sürecin çok önceden planlandığını açıkça gösteriyor.
Ahmet Özer henüz daha emniyette ifade veriyor iken Esenyurt belediyesine Kayyum atandığına ilişkin yandaş basında çıkan haberler bu kumpasın, bu komplonun yukarıdan aşağıya önceden planlı ve organize bir şekilde yapıldığının en açık belirtilerinden biridir.
Yaklaşık 40 yıldır devletin çeşit kademelerinde görev almış ,üniversite dekanlığından rektörlüğüne kadar bir çok görevde bulunmuş, felsefeci ve sosyolog olarak kırka yakın kitaba imza atmış, tanınmış bir bilim insanına yapılan bu muamele utanç vericidir.
31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde Esenyurt emek ve demokrasi güçlerinin “ kent uzlaşısı” ile ortaklaştıkları aday olan prof. Ahmet Özer her iki kişiden birinin oyunu alarak seçilmiştir.
Bu tutuklama ve henüz daha gözaltı aşamasında kayyum ataması, kurulan kumpasın halkın iradesine bir darbe amacıyla yapıldığını gösteriyor.
AKP ve Tek adam rejimi halk iradesine bir kez daha darbe yapmıştır.
Daha önce Kürt illerinde halkın ezici oyu ile seçilen belediye başkanlarına yapılan tutuklama ve kayyum politikası şimdi İstanbul' da uygulanmıştır.
Bu halkın iradesinin gaspıdır. Bu faşizmdir.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in Erdoğan'ın Meclis grup konuşması yaptığı günün sabahında, evinden apar topar gözaltına alınması ve yerine kayyum atanması iktidarın başlattığı ‘süreç'in iki yüzlü politikasından ibaret olduğunu gösteriyor. Erdoğan ve Bahçeli ortaklığının ortaya çıkardığı gerçek durum, tüm muhalif kesimleri yeniden ezme politikasıdır. Esenyurt Belediye Başkanına karşı atılan adım bu sürecin yeni bir adımıdır.
1 milyondan fazla nüfusu olan Esenyurt'un seçilmiş Belediye Başkanı'na kadar uzanan kayyum uygulaması, iktidarın Kürt politikasında zerre kadar demokratikleşme perspektifi taşımadığının göstergesidir. Meclis açıldığından bu yana kamuoyunu "bir çözüm süreci mi başlıyor" merakı içinde bırakan Bahçeli-Erdoğan ortaklığının verdiği mesaj, terörle mücadele değil; terör tanımını siyasi temsiliyetlere kadar genişleterek üstüne şiddetle gideceği ‘iç cephe'yi genişletmektir. Esenyurt'ta “kent uzlaşısı” ortak adayda birleşmesi gibi tecrübelerin, daha genel anlamda da iktidarın karşısında birleşme eğiliminde olan kesimlere gözdağı vermektir.
İstanbul'da büyük bir rant kaynağı haline getirilen Esenyurt her türlü kirli pazarlığın, mafyatik ilişkilerin, uyuşturucunun, çetelerin, açgözlü müteahhitlerin gözdesi haline gelmiştir. Seçme seçilme hakkının tasfiyesi anlamına gelen çöktürme yönteminin ranta en çok çökülen bir yerde gerçekleşmesi de tesadüf değildir.
Çünkü iktidar, Kürt kartıyla nasıl Ortadoğu'daki paylaşım savaşlarının bir parçası olmak istiyorsa; Kürt siyasi hareketi ve kurumlarıyla terör arasında bir özdeşlik kurarak meşhur ‘iç cephesini' de yeniden dizayn ediyor.
Çünkü o iç cephede iktidarın yıllardır kimliklerine bölerek düşmanlaştırmaya çalıştığı kesimlerin derinleşen yoksulluk nedeniyle birleşme potansiyeli açığa çıkmıştır. Emekçileri kimlik politikalarıyla ayrıştırmanın imkanı daralmış, insanca yaşayabilmek için verilen mücadele içinde, iktidarın "bölünüyoruz" propagandası aşınmıştır. Oysa mevcut hukuksuzluğa bir hukuki çerçeve kazandıracak Anayasa yapımına, bir sonraki seçimlerde kazanmaya ve ilelebet iktidarda kalmaya duyduğu ihtiyaç iktidarı olağanüstü tedbirler almaya yöneltiyor.
Esenyurt Belediye Başkanına yapılan muamele kabul edilemez. Çünkü bu halkın tercihlerine karşı yapılmış bir işgal ve ihlal hareketidir ve başarılı olursa devamı gelecektir; başka belediyelere ve başka başkanlara sıçrayacaktır.
Bizler emek ve demokrasi güçleri olarak halkın iradesinin gasp edilmesi girişimini asla kabul etmiyoruz. Yargı sopası kullanılarak yapılmak istenen demokrasiye yönelik bu müdahalelere karşı barışın ve özgürlüklerin daim olduğu aydınlık ve demokratik bir ülke için kararlılıkla mücadele edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.
Kimse halka ait olanı ondan alamaz. Alamayacaktır!
Esenyurt'ta darbe var! Darbelere Geçit Vermeyeceğiz!''